Bakan Selçuk, 160 milyon Avro bütçeye sahip MEB-Dünya Bankası Güvenli Okullaşma ve Uzaktan Eğitim Projesi Tanıtım ve İstişare Toplantısı'na katıldı. Kovid-19 pandemisi sürecinde eğitimi tüm bileşenleriyle ele almak ve dünya çapında küresel olarak yürütülen süreçlerle ilişkilendirerek ele alma noktasında bir kararlılıklarının bulunduğuna işaret eden Selçuk, 2023 Eğitim Vizyonu ile beraber yenilikçi ve dünyadaki dönüşümü dikkate alan, dünyanın geleceğinin nereye doğru gittiğini algılamaya çalışan ve bu geleceği hep birlikte kurmaya davet eden bir bakış açılarının bulunduğunu ifade etti.
Uzaktan eğitimle ilgili salgın çıkmadan önce vizyon belgesinde bu konularla ilgili hedeflerin bulunduğunu hatırlatan Selçuk, özellikle Ortaöğretim Tasarımı'nda uzaktan eğitimin, harmanlanmış eğitimin neden önemli olduğunu ve gidişatın nereye doğru olduğunu tekrar vurguladıklarını aktardı. "Ancak bu salgın dönemi bizim açımızdan mevcut kapasiteyi ve çalışmalarımızı çok daha ileri taşımanın çok daha yüksek çıtalara doğru götürmenin de bir vesilesi oldu." diyen Selçuk, zamanın ruhunun, çağın koşullarının gerektirdiği bu imkanları yeniden ele alma imkanı bulduklarını ifade etti.
EBA'nın canlı sınıf kapasitesi anlık 1 milyon
Uzaktan eğitim sürecinde başlangıçta yaklaşık 40 bin öğrenci kapasiteli canlı ders ve EBA platformunun kapasitesinin bugün uzaktan eğitim yoluyla okulların başladığı ilk günde anlık 1 milyon öğrenciye yaklaştığını ifade eden Selçuk, şöyle devam etti: Bakan Selçuk, Dünya Bankası fonuyla yürütülecek projeye ilişkin, "Mevcut EBA sisteminin bileşenlerinin daha da güçlendirilmesi, kapasitenin artırılması ve geleceğe dönük bir atılım yapılması için başka ihtiyaçlarımız vardı ve bu ihtiyaçları karşılamak amacıyla bu projenin başlatılmasını bütün ekip arkadaşlarımızla beraber sıkı şekilde takip edip hayata geçirmeye başladık. Bugün de projenin Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından imzalandığı ve artık Milli Eğitim Bakanlığının projeye başladığı gün olarak değerlendirilebilir." bilgilerini verdi.
Projenin iki önemini anlatan Selçuk, şöyle konuştu: "Birincisi salgın döneminde eğitimin kalitesini artırmaya, erişimin hızlandırılmasına yardımcı olmaya dönük boyut... İkincisi de salgın sonrası Türk eğitim sisteminin harmanlaşmış hibrit yaklaşımlarla ilgili olarak nasıl bir tepki vereceğine dair olan nasıl bir yol haritası çizeceğine dair olan boyut. Bu kapsamda, hem salgın sürecine ilişkin boyut ve salgın sonrası eğitim sisteminin dijital alt yapısının güçlendirilmesine yönelik boyut, artık genişletilmesi ve derinleştirilmesi mümkün olabilecek ve yolumuzu son derece hızlı bir şekilde alabileceğimiz bir noktaya geldi." Selçuk, uzaktan eğitimin sadece öğrencilere yönelik olarak değil aynı zamanda öğretmenlere yönelik katkılarının da bulunduğunu belirterek, "Öğretmenimizin güçlendirilmesi hizmet içi çalışmalarda ortaya konan gayretler ve hedefler, çok daha ileriye çok kısa bir zamanda taşınabilir ve bunun için de bu projenin fırsat olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda dünyada çok hızlı tepki verebilen birkaç ülkeden biriyiz. Ama bunu yeterli görmek mümkün değil. Bu çerçevede çok daha ileri çalışmalara ihtiyacımız var." dedi.
"Önümüzdeki yolun nasıl yürünmesi gerektiğine ilişkin hayallerimiz var"
Bakan Selçuk, uzaktan eğitim ve projeyle ilgili, "Önümüzdeki süreç gösteriyor ki biz uzaktan eğitimi hem salt uzaktan eğitim olarak hem de harmanlaşmış modelle ilgili, canlı derslerle ilgili boyutu açısından çok yüksek çıtalara kavuşturacağız. Bu çok net olarak görülüyor." değerlendirmesinde bulundu. Projenin hayata geçirilmesi için başarılı bir ekip çalışmasının yürütüldüğüne değinen Selçuk, "Hazine ve Maliye Bakanlığına teşekkür ediyorum, çok kısa sürede işlemlerin hızlandırılması noktasında güzel bir ekip çalışması ortaya koyduk onlarla beraber. Dünya Bankası'na teşekkür ediyorum, çünkü inanılmaz kısa sürede proje hemen onaylandı ve hayata geçti. Önümüzde bir yol var ve bu yolun nasıl yürünmesi gerektiğine ilişkin hayallerimiz var. Yani biz dünyada çok özel bir platform hazırlamak istiyoruz ve bu projenin kaynaklarımızı son derece işlevsel biçimde kullanıp eğitim kalitesinin artmasında hızlandırıcı etki uyandırmasını bekliyoruz, bunun böyle olacağından eminim." dedi.
Bugünkü toplantıda bulunan bilim insanlarının ve uzmanların ve Bakanlığın ekibiyle çalışacağını aktaran Selçuk, "Buradaki proje, sadece teknik alt yapıyla ilgili değil buradaki proje, içerikle, öğretmen eğitimiyle, izleme değerlendirme çalışmalarıyla ve kapasitenin artırılmasıyla ilgili. Burada çok parametre söz konusu. Bunların tamamında en optimal sonuca nasıl ulaşırız, en işlevsel süreci nasıl yönetiriz, bunların cevabını birlikte aramak ve bilimin yol göstericiliğinde daha net bir tablo ortaya koymak için gayret edeceğiz. Bu çalışmanın verimli geçeceğine ve yolumuzun ve haritamızın çok daha netleşeceğine inanıyorum." ifadelerini kullandı.
Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü'nden Türkiye'ye övgü
Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Auguste Tano Kouame ise toplantıya video konferans bağlantısıyla katıldı. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisinin 160'tan fazla ülkeyi etkilediğini ve bu süreçte 1 milyardan fazla öğrencinin de okullarının kapandığının aktaran Kouame, ülkelerin eğitim sistemlerini acil olarak bu yeni koşullara uyarlamak için çeşitli çalışmalar yürüttüklerini ve uzaktan eğitimden giderek daha fazla yararlanıldığını belirtti.
Kouame, ancak bugüne kadar çok az ülkenin potansiyelini tam olarak gerçekleştirebildiğine dikkati çekti. Birçok ülkede uzaktan eğitim ve bilgisayar destekli eğitim gibi yenilikçi yöntemlerin geleneksel eğitim sistemlerini destekleyici olarak kullanılırken anasınıfından 12. sınıfın sonuna kadar bu yöntemlerin ilk kez bu kadar geniş ölçekte talep gördüğünü dile getiren Kouame, "Bu bağlamda, bu eşi benzeri görülmemiş krizin ortasında eğitim sürecini devam ettirmek için erken aşamada dijital önlemler ve diğer önlemleri uygulamaya koyan ilk ülkelerden biri olarak ön plana çıktığı için Türkiye'yi tebrik ediyoruz. Milli Eğitim Bakanlığının uzaktan eğitim döneminde sergilediği risk yönetimi yaklaşımı ve Kovid-19 krizine karşı müdahalesi hem benzersizdir hem de övgüyü hak etmektedir." diye konuştu.
Güvenli Okullaşma ve Uzaktan Eğitim Projesi ile Türkiye'nin bir yandan Kovid-19 nedeniyle okulların uzun süre kapalı kalmasının yol açabileceği potansiyel öğrenme kayıplarını daha etkili bir şekilde en aza indirmek için gereken yatırımları artıracağını, aynı zamanda gelecek için öğrenmenin güçlü bir şekilde ilerlemesinin temelini de atacağını ifade eden Kouame, "Proje, Türkiye'nin tüm bölgeleri ve tüm gelir düzeyleri arasında uzaktan eğitime eşit erişim imkanı sağlama ve kapsayıcı öğrenmeye güçlü bir şekilde odaklandığı için de övgüyü hak etmektedir." dedi. Projenin birçok bakımdan Dünya Bankası açısından da bir ilki temsil ettiğini bildiren Kouame, "Kovid-19 salgının eğitim üzerindeki etkilerine yönelik uygulamaya konulan ilk projedir. Mevcut eğitim sistemlerinin geliştirilmesi için dijital teknolojinin bu kadar geniş ölçekte yaygınlaştırılmasına yönelik ilk projedir. Geçmişte alt yapı dayanıklılığını artırmaya yönelik çalışmalarınızdan edinilen deneyimlerin pandemi gibi acil durumlar için kullanıldığı ilk projedir. Proje, MEB tarafından uygulanan ve Dünya Bankası tarafından finansı sağlanan Türkiye'deki Okullarda Afet Yönetimi Projesi ve Dünya Bankası tarafından desteklenen Türkiye'de Eğitim Alt Yapısının Güçlendirilmesi projeleri için de tamamlayıcı bir rol oynayacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
"Hiçbir proje bu kadar hızlı hazırlanıp onay sürecine sunulmamıştı"
MEB Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürü Anıl Yılmaz ise Türkiye'deki uzaktan eğitim süreci ve Dünya Bankası ile yürütülecek projeye ilişkin bilgiler verdi. Proje hazırlama faaliyetlerinin mart ayında başladığını ve haziran başında proje tekliğinin hazırlandığını belirten Yılmaz, "Aslında bu da Dünya Bankası projelerinin geçmişine baktığımızda bir rekor. Hiçbir proje bu kadar hızlı hazırlanıp onay sürecine sunulmamıştı. Ülkemiz ve Dünya Bankası arasındaki müzakere, kredi anlaşması süreci ve bugün Sayın Cumhurbaşkanımızın onaylarıyla bu projeyi başlatma noktasına geldik." diye konuştu.
Projenin Aralık 2023'e kadar süreceğini ancak pek çok çıktının çok daha erken bir süre zarfında alınacağını aktaran Yılmaz, "Toplam bütçesi 160 milyon Avroluk bir proje. Yüzde 100 dış proje kredisi ile yürütülecek." dedi. Projenin 3 temel bileşenine değinen Yılmaz, bunların ilkinin uzaktan eğitim alt yapısının kapasitesinin artırılması olduğunu ifade etti. Bu kapsamda, pandemi sürecinde acil ihtiyaçların giderilmesine yönelik çalışmalar yapılacağını, ayrıca yüz yüze eğitime geçildikten sonra harmanlanmış eğitim sisteminin ihtiyaçlarına yönelik orta vadeli bir sistemin kurulmasının amaçlandığını dile getiren Yılmaz, "Yani örgün eğitim ile uzaktan eğitimin birlikte götürüleceği ve iç içe götürüleceği bir sistem alt yapısı." değerlendirmesini yaptı. Anıl Yılmaz, ikinci bileşenin uzaktan eğitim için dijital içerikler ve bunların sürdürülebilirlik ekosistemi, son bileşenin ise kurumsal kapasiteye yönelik olduğunu söyledi.
EBA platformunun kapasitesinin anlık 750 bin-1 milyon eş zamanlı kullanıcıya ulaştığını dile getiren Yılmaz, proje ile EBA'da kullanıcılar için daha büyük kapasiteye ulaşmayı hedeflediklerini belirterek, "2023'te ise 5 milyon kullanıcıya aynı anda hizmet verecek bir sistem kurma hedefimiz var. Buna hızla gidiyoruz." dedi. Yılmaz, 2023'te EBA'yı haftada 1 saatten fazla kullanan öğrencilerin oranını yüzde 70'e çıkarmayı, bölgesel yoksulluk göstergesinde en alt yüzde 20'lik dilimdeki öğrencilerden EBA'yı kullananların oranını yüzde 30'a, uzaktan eğitimi tamamlayarak yılda en az bir sertifika alan tekil öğretmen sayısını da 900 bine çıkarmayı amaçladıklarını aktardı.