Beklenen büyük Marmara depreminden en fazla etkilenecek kent olan İstanbul, bugün Kandilli Rasathanesi verilerine göre 4.7 şiddetindeki bir depremle sarsıldı.
Depremin merkez üssünün İstanbul'un Büyükçekmece ilçesi ile Tekirdağ'ın Marmara Ereğlisi arasındaki Silivri açıkları olduğu açıklandı. Depremin en şiddetli hissedildiği Silivri'de bazı okullar tedbir amaçlı boşaltılarak, öğrenciler dışarıya çıkarıldı.
Depremin ardından açıklama yapan İstanbul Valiliği, kentte herhangi bir hasar ihbarı yapılmadığını duyurdu. Yıkıcı şiddette bir deprem olmamasına rağmen İstanbul'da yürekler ağza geldi. Zira 'büyük Marmara depreminin öncüsü olabilir mi' sorusunu sorduran 4.6 büyüklüğündeki deprem ve ardından yaşanan artçı sarsıntılar, büyük depreme hazırlık konusunu da yeniden gündeme getirdi.
Ne yazık ki, 'İstanbul büyük depreme hazır mı' sorusuna 'evet' cevabını verecek noktadan henüz çok gerideyiz. Şubat ayında Kartal semtinde hasarlı bir binanın çökmesiyle büyük bir facia yaşayan İstanbul'da milyonlarca bina dönüştürülmeyi bekliyor. Ancak uzmanların yaşanmasına kesin gözle baktığı büyük Marmara depremi beklemiyor.
Büyük depremin ayak sesleri mi?
Uzmanlara göre Silivri merkezli 4.6 şiddetindeki son deprem büyük Marmara depreminin ayak sesleri olabilir. Bu depremin öncü bir deprem mi değil mi konusunda şu an için bir şey söylemenin mümkün olmadığını ifade eden deprem uzmanları, eninde sonunda büyük depremin İstanbul'un kapısını çalacağı konusunda hemfikir.
Marmara'daki güncel bilimsel çalışmalar 4.6 ve daha küçük depremlerin bölgede olacağını gösteriyor. Araştırmalar bugün sarsılan Silivri'nin güneyinde kırılmamış yaklaşık 70 km uzunluğunda bir fayın varlığını ispatlamış durumda. Uzmanlar, bu fayın kırılması durumunda İstanbul'un batısında 7'den büyük bir depremin yaşanacağını söylüyor.
Bu şiddette bir depremin İstanbul'da çok büyük can kayıplarına ve yıkımlara neden olacağını ifade eden uzmanlara göre İstanbul'da deprem konusunda hazırlıklar hızlanarak tamamlanmalı.
İstanbul'da 1 milyon bina tehlikede
İstanbul'daki 1 milyon 650 bin binanın yaklaşık yüzde 70'i kaçak ve riskli durumda.
Yani mega kentte 1 milyon bina depreme karşı güvenli değil. Ancak bu binalarda milyonlarca İstanbullu yaşıyor.
1999 yılında yaşanan 17 Ağustos depreminde resmi rakamlara göre 18 bin kişi öldü; binaların yüzde 25'i kullanılmaz hale geldi. Depremin merkez üssü olan Gölcük'ten epey uzakta olan İstanbul, Tekirdağ, Eskişehir ve Zonguldak gibi illerde bile büyük can ve mal kayıpları oldu.
İnşaat Mühendisleri Odası'nın (İMO) verilerine göre, Gölcük depreminde İstanbul'da 30 bin yapı hasar gördü. Bu yapılan yüzde 10'u ağır hasar aldı. Bu felaketin ardından yapılarda standardın yükseltilmesi için bazı kararlar alındı ve yasal düzenlemeler yapıldı.
Ancak eski yapılarda kentsel dönüşüm çok ama çok yavaş ilerliyor. Zira kentsel dönüşüm çalışmaları ne yazık ki depreme hazırlıktan çok 'nasıl kâr edebiliriz' noktasına evrilmiş durumda. 99 depreminden sonra İstanbul'da kurulan İl Afet Merkez Kurulu, 1999-2002 yılları arasında İstanbul'da 493 boş alan ve çadır kurulacak yer belirledi ve bu alanların artırılması gerektiğini vurgulamıştı. Ancak bu alanların önemli bir kısmının üzerinde bugün akaryakıt istasyonları, AVM ve gökdelenler yükseliyor.
Sonuçta 1 milyondan fazla yapının deprem için dönüşüm beklediği mega kent İstanbul'da büyük Marmara depremi Silivri'de yaşandığı gibi sarsıntılarla 'geliyorum' derken, depreme hazırlık konusunda maalesef istenilen noktadan çok gerideyiz. 1999 depreminden bu yana geçen 20 yıl çok verimsiz bir şekilde heba edildiği için İstanbul'un en az sahip olduğu şey ise zaman...
Yeni Mesaj
