İçişleri Bakanlığı, 19 Ağustos'ta 81 ilin valiliklerine gönderdiği bir genelgede, 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 98'inci yıldönümünde yurt genelinde yapılacak etkinlere kısıtlama getirdi. Bu genelgeye göre;
* Çelenk sunma programı, Meclis'te grubu bulunan siyasi partilerden, kamu kurum ve kuruluşlarından, şehit ve gazi derneklerinden birer temsilcinin katılımıyla asgari düzeyde katılımla yapılacak. (Meclis'te grubu olmayan partiler ya da vatadaşlar bu programda bulunamayacak.)
* Valilik ve kaymakamlıklarda tebriklerin kabulü programı ve valiliklerce resepsiyon düzenlenmeyecek.
* Şehitlik ziyaretlerinin asgari katılımla kısa süreli olarak icra edilecek.
* Belirtilen program dışında herhangi bir etkinlik yapılmasına müsaade edilmeyecek.
Gördüğünüz gibi, genelgede Zafer Bayramı kutlamasıyla alakalı sadece iki etkinliğe müsaade ediliyor: Çelenk sunma, şehitlik ziyareti…
Onlar da vatandaşlara açık değil… Diğer etkinliklerin tamamı yasak…
Vatandaşlardan ciddi manada tepki gelince Bakanlık, biz yasak koymadık, kısıtlama getirdik, diye savunma yaptı. Yok denecek kadar "sınırlı etkinlik", yok denecek kadar da "az katılım" olunca, geride kalan milyonlar için bu "yasak" anlamına geliyor.
Aynı kısıtlamaları 24 Temmuz'da gerçekleşen Ayasofya'nın ibadete açılışı töreninde göremedik. Sabahın erken saatlerinden itibaren Sultanahmet Meydanı tıklım tıklım doldu, sosyal mesafe hiçe sayıldı ve zaman zaman izdiham görüntüleri ekranlara ve fotoğraf karelerine yansıdı. Yine 26 Ağustos Malazgirt Zaferi'ni anma etkinliğinde Ahlat'ta benzer izdiham tabloları yaşandı.
Ne hikmetse bu etkinliklerde sanki Korona yokmuş gibi davranılıyor, kısıtlama yok, yasak yok; ama iş 30 Ağustos Zafer Bayramı, 23 Nisan, 29 Ekim gibi milli bayramlarımızı kutlamaya gelince Korona bahanesiyle ihmal edilebilir bir iki etkinlik dışında her türlü etkinlik yasaklanıyor.
Vatandaşlar da gerek sosyal medya üzerinden, gerekse başka platformlarda yapılan bu uygulamaya tepkilerini dile getirdiler. Önemine binaen bazılarını sizlerle paylaşalım:
* "Hiçbir şeye kısıtlama gelmiyor. AVM'ler dolu. 30 Ağustos'a gelince mi kısıtlama başlıyor. Tabii ki çok saçma."
* "Hükümetin, bizi yönetenlerin zaten Türkiye Cumhuriyeti'nin Atatürk'ün bayramlarına karşı bir alerjisi var sanırım. Cumhuriyet bayramında kısıtlama, 30 Ağustos'ta kısıtlama, 10 Kasım'da kısıtlama ama biz asla unutmayız. Atatürk'ü seviyoruz, bu ülkenin kurucusu. Atatürk ile büyüdük biz. Çocuklarımızla Atatürkçüyüz. Biz, bu ülkeyi kimseye yedirmeyiz."
* "Hem 30 Ağustos hem de hiçbir bayramda kısıtlama olmaması gerekiyor. Doğrusu bu. Bayramlar çoşkuyla kutlanılması gereken zamanlar. Dolayısıyla keşke olmasaydı."
* "Malazgirt'i kutluyorsak, İstanbul'un fethini kutluyorsak, 30 Ağustos'u da kutlamamız gerekir. Çünkü Türkiye tarihinin üç büyük meydan muharebesi var. Bunlardan bir tanesi Malazgirt Meydan Muharebesi, Alparslan 1071. 1453 İstanbul'un fethi. Son meydan muharebesi Büyük Taarruz, yani Atatürk'ün 26 Ağustos'ta başlattığı Büyük Taarruz. Bunu kutlamadığımız sürece kutlanan bayramların ve özel günlerin bir değeri kalmaz."
* "Bir 30 Ağustos'umuz var, bayramımız. Çoğu bayramlarımız gitti zaten. Maalesef ki eskileri yaşamış bir kadın olarak çok hicap duyuyorum. Niye yapılamıyor, neden yapılamıyor? Ayasofya açıldı. Çok şükür, teşekkür ederim. Güzel bir şey yaptılar. Ama orada bilmem kaç yüz bin kişi namaz kıldı dip dibe, korku yok. Ama bayramda korku var. Bunu anlamış değilim. Keşke bir anlayabilsem... Bir anlatan olsa bana."
* "Her zamanki şeyler yaptıkları. Yanlış buluyorum tabii ki. Ayasofya Camii'nde de virüs vardı o zaman. O zaman niye insanları bir araya getirdiler? Şimdi sadece 30 Ağustos için kısıtlama yapıyorlar. Ben onu anlamadım."
* "Bence yasak gelmesini yanlış buluyorum. Çünkü yaklaşık 300 bin, 200 bin insanın olduğu açılışlar oldu. Bu bizim milli bayramımız. Bunda neden yasak geliyor, ben bunu anlamadım."
* "Kısıtlama getirilmesi gerekenlere kısıtlama getirilmeyip sadece Zafer Bayramı'na kısıtlama getiriliyorsa ben bunda art niyet ararım."
Bugün Malazgirt Zaferi'ni kutlayabiliyorsak, Alparslan'ı hatırlayabiliyorsak, bu, 30 Ağustos Zaferi sebebiyledir. Eğer Atatürk Büyük Taarruz emrini vermeseydi, düşman Anadolu'dan temizlenmemiş olsaydı, bugün topraklarımızda 26 Ağustos'ta Bizans İmparatoru Romen Diyojen anılacaktı, baş tacı edilecekti.
Bugün Ayasofya hakkında bir karar verebiliyorsak, bu 30 Ağustos sayesindedir.
Eğer bu zafer olmasaydı, Ayasofya da kilise olacaktı.
Yazımızı Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın sözleriyle bitirelim: "Milli bayramlarını kutlayamayanlar, dini bayramlarını kutlayamazlar."
Murat Çabas