Değerli okurlarımız. Gerçekleştirdiği yüksek kalitedeki residence, konut, site, otel ve iş merkezi projeleri ile Eskişehir'de konut inşaatı sektöründe kendini kanıtlayan Aydoğanlar İnşaatın ortaklarından saygın iş adamı Sayın Mehmet Aydoğan Beyle haber sitemizin köşe yazarlarından Sayın Hüseyin Turhan Bey röportaj yaptı.
Öyle ki kökleri 1970'li yıllara dek uzanan ve 1991 yılındaki yeni yapılanmadan bu yana Eskişehir inşaat sektörünün hizmetinde olan AYDOĞANLAR İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, bugüne kadar 4 lüks residence , 2 otel, 8 apart, 95 apartman, 30 villa site ve çok sayıda bağımsız işyeri projesi olmak üzere 150 den fazla orta ve büyük ölçekte projeye imza atmıştır. Toplamda 400.000 metrekarenin üzerinde inşaat alanı ile bugün Eskişehir'in lider müteahhitlik firmalarından olmanın haklı gururunu yaşıyor.
Sözü fazla uzatmadan merakla beklediğiniz söyleşi ile sizleri baş başa bırakalım
Hüseyin Turhan: Mehmet Bey öncelikle bize bu fırsatı verdiğiniz için şahsınıza ve Aydoğanlar ailesine teşekkür ediyoruz. İlk olarak sizden başlayalım. Kimdir Mehmet Aydoğan? Bize kendinizi tanıtır mısınız?
Mehmet Aydoğan: Ben 1962 Kayseri doğumluyum. 1976'da Eskişehir'e taşındık. O gün bugündür ailece inşaat işleriyle uğraşmaktayız. İnşaat sektöründe yap-sat olarak tabir edilen inşaatları yapmaktayız. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi mezunuyum. Evli ve iki çocuk babasıyım.
Hüseyin Turhan: Eskişehir'de inşaat sektörü denilince akla gelen birkaç firmadan birisiniz. Aydoğanlar İnşaat Eskişehir'de marka olmuş projelere imza atıyor. Bu seviyeye nasıl geldiniz? İnşaatlarınızda ne tip uygulamalar var ki müşterileriniz sizi tercih ediyor?
Mehmet Aydoğan: Aile işimiz olması nedeniyle üniversite öncesinde de inşaat işine kısmen ilgim vardı. Babamın ölümü sonrasında kardeşimle aile işimizi devam ettirmeye çalışırken şöyle bir gözlem de bulunmuştum: Başarılı olan üç beş inşaat firmasına baktığımda çoğunun işini dürüstçe yaptığını fark etmiştim. İşlerini uzatmıyor kısa sürede bitirip temiz iş yapıyorlardı. Sözlerinin arkasında duruyorlardı. Zaten yaşamda da başarılı olmanın buna benzer ilkelerden geçtiğini düşünen birisiyim. Ben de bu şekilde yapmalıyım diyerek kendi kendime bir karar vermiştim. Nitekim bu kararıma uyarak işimi dürüst yapmaya çalıştım, mümkün olduğunca geciktirmedim ve temiz iş yapmaya çalıştım, kimseyle bir huzursuzluk yaşamadan işlerimi görme felsefesiyle hareket ettim. Bu felsefe sayesinde şu ana kadar hiçbir müşteri veya arsa sahibi ile mahkemelik olmadım. Ufak tefek tatsızlıklar durumunda da uzlaşmaya gittik. Çoğunda da müşteri memnuniyetini ön planda tutmak için kendi haklarımızdan tavizler vermişizdir. Bunlar da bize güvenilir bir şirket ve insan olma yolunda hız kazandırmıştır. Şahsen karşı tarafın memnun edilmesi ile bizler de mutlu olmuşuzdur. Ayrıca Eskişehir'i de çok seviyoruz. Gerçekten modern bir kent. Kafa yapımızla uyuşan bir şehirdir.
Hüseyin Turhan: Bu söyledikleriniz gerçekten çok önemli. Aydoğanların neden tercih edildiğini şimdi daha iyi anlamış olduk. Biliyorsunuz ki Türkiye ve dünya zorlu bir pandemi sürecinden geçiyor. Bu pandemi sürecinde sektörünüz nasıl etkilendi? Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Mehmet Aydoğan: Tüm dünya sıkıntılar yaşarken tabii ki Eskişehir'deki firmalar da birtakım sıkıntılarla karşı karşıya geldiler. Bizler de pandemi sürecinde tedbirli olmak adına şantiye sayımızı azalttık. İnsanlar da pandemi şartları dolayısıyla önceliğini ev alım satımı ile belirlemediler. İnsanların önceliği daha çok sağlıklı bir şekilde dönemi atlatmak olduğu için ev ihtiyacını erteleme yolunu seçtiler. Bu sebeplerden dolayı kısmen sektörde daralma olmuştur, fakat hükümetin aldığı olumlu önlemler ile, örneğin faizlerin düşürülmesiyle piyasa canlanmıştır. Ev alım ve satımı bu politikalar sayesinde hızlanmıştır. Ekonomik desteklerle sektör bu pandemi ortamını az hasarla atlatmıştır. Ancak, süreci atlatamayan firmalar da olmuştur. Açıkçası bizler, korona virüs aşısının bulunması ile beraber bu dönemin aşılması umuduna kavuştuk. Dünyada ilk defa bu kadar yaygın ve uzun süreli bir durum yaşanıyor. Umarız en kısa sürede sonuçlanır.
Hüseyin Turhan-Aydoğanları diğer firmalardan ayrına en önemli fark nedir?
Mehmet Aydoğan: Residence, Konut ve Otel/Ticari gibi çok farklı üretim skalasında faaliyet gösteren firmamız, bir alanda kazandığı tecrübeyi diğer alanlarda sergileyebilme imkanına sahiptir. Bu sebeple çağdaş yaşam koşullarında hızla değişen ve çeşitlenen ihtiyaçlara çözümler sunabilmekteyiz.Farklarımızdan birisi bu. Ölçeklerimiz ne kadar büyük olursa olsun müşterilerimize özel butik çözüm geliştirmeyi diğer farkımız olarak görüyorum. Proje ve şantiye aşamasında müşterilerin gelişen özel istek ve ihtiyaçlarına yönelik azami destek sağlamak önceliklerimiz arasında. Zamanın nakit olduğu bir dönemde hızla hizmet vermeyi önemsiyoruz. Bunun için önceden kapsamlı proje ve altyapı hazırlıkları gerçekleştiriyoruz. Ayrıca yapılarımızın mutlak suretle sağlam ve sağlıklı olmasını söyleyebilirim.
Hüseyin Turhan: Biliyorsunuz Eskişehir de az da olsa deprem kuşağında. Sizler de konut sektöründesiniz. Ülkemizin de bir deprem gerçeği var. En son İzmir depreminde gördük ki 1999 öncesi yapılan binalar depremde ciddi hasarlar alıyor, yıkılıyor ve can kayıplarımız oluyor. Ama siz çok sağlam ve güvenilir binalar yapıyorsunuz. İnşaat sektörünün içindeki insanlara tecrübenize dayanarak deprem konusunda ne söylemek istersiniz?
Mehmet Aydoğan: Deprem, ülkemizin ve Dünya'nın doğal bir gerçeği. Tabii ki yaşandıkça depremin acısı daha yoğun hissediliyor. 1999 depremine kadar deprem gerçeğinin farkına varamamışız. Toplum olarak bunu hissedememişiz. Ancak medya ile birlikte insanlar depremi daha çok önemsediler. 1999 öncesi bina yapım teknikleri ve imar yönetmelikleri daha çok çürük yapı yapmaya elverişli durumdaydı. Kötü malzeme ile yapılar yapılmasına maalesef izin verilmekteydi. Proje ve çizim teknikleri daha düşük standartlarda oluştuğu için binaların yıkılma oranları çok yüksektir. Çünkü, daha az demirle ve daha güçsüz betonla binalar inşa ediliyordu. Bu binaların yapım ve onay aşamasında imzası bulunan kişilerin büyük bir sorumluluğu olduğunu düşünmüyorum. Devlet, zamanında kendi koyduğu kurallara şu anda kendisi uymamakta ve kendi eliyle üretilen yönetmeliklerin sorumluluğundan kaçmaktadır. Ancak, 1998 yönetmeliğinde ciddi değişiklikler yapılmıştır, yani demir kullanımı artmış ve beton mukavemeti en az yüzde 50 yoğun şekilde arttırılmıştır. Bunların denetimi kısmen sağlanmaya çalışılmış, müteahhitin eline bırakılmamış mümkün olduğunca denetleme yolu seçilmiştir.
Hüseyin Turhan: Yani yapı-denetimler işin içine sokulmuş diyebilir miyiz?
Mehmet Aydoğan: Yapı denetimlerin de kısmen faydaları olmuştur. Öyle olmasa bile belediye denetimi daha çok gerçekleştirilmiştir. Beton mukavemetini ölçen birimler oluşturulmuş, standartlar yükseltilmiş ve sonrasında oluşan binalar gerçekten sağlam oluşturulmuştur. Dolayısıyla 98'den önce yapılan, özellikle 1970'lerde ve 1960'larda yapılan binalar çok güvensiz yapılmıştır. Dolayısıyla burada sorumluluğunun ben daha çok devlete ait olduğunu düşünüyorum. Çünkü kötü malzeme ve kötü proje standartları yapılmasına müsaade eden devletin kendisidir.
Hüseyin Turhan: Firmanıza bir müşteri geldiği zaman ne tür imkânlar sağlıyorsunuz?
Mehmet Aydoğan: Biz müşteriler arasında benzer dönemlerde fazla fiyat farkı oluşturmamaya gayret ediyoruz. Yani bir müşterimize 100 birime satılan bir ürünü bir başka müşteriye 130'a asla satmayız. Bu konuda ilkeliyiz, ahlaki olarak doğru bulmayız. Vatandaşın birisine x birime satarken diğerine x + 10 birimine satacak olursak müşteri bizi bir daha tercih etmez diye bakıyoruz. Belki faydacı yaklaşıyoruz kendi açımızdan. Doğru yaklaştığımızı düşünüyorum. Müşteri koşulları açısından elverişli olmaya çalışıyoruz. Katı kurallar içerisine faydacı bir pazarlama stratejisi yoktur. Müşteri hangi koşullarda ödeme istiyorsa bunu kendisine soruyoruz.
Hüseyin Turhan: Yani bir nevi kolaylıklar tanıyorsunuz müşterinize.
Mehmet Aydoğan: Tabi öyle ancak yanlış anlaşılmasın, bu "Canın nasıl istiyorsa öyle öde." anlamında değil elbette. Bir plan dahilinde müşterimize seçenekler sunuyoruz. Vade oluşacak olursa enflasyon farkında bir fark oluşturmaya çalışıyoruz. Çok yüksek vade farkları oluşturarak hareket etmeyiz. Müşteri de bunu zaten kabul etmez. Müşteri bizim kötü niyetli olmadığımızı görünce bizim bürodan kolay kolay daire almadan çıkmıyor desek yeridir. O yüzden satışta çok sıkıntı yaşadığımızı söyleyemem. Geçtiğimiz dönemlerde Covid-19 ile ekonomik sıkıntı olduğu zamanda bile Eskişehir'de yapılmış en büyük metrajlı yap-sat projesi olan Capella Park projesi planlanan zaman içerisinde bitirilmiştir. Bunu bitirmenin mutluluğunu yaşıyorum. Şu anda pandemi nedeniyle olumsuz koşullar yaşandığı için beklediğimiz kadar rantlı olamamıştır ama zarar etmeden bina teslim etmek bizim için büyük mutluluk olmuştur.
Hüseyin Turhan- Sözünü ettiğiniz Capella Park Projesini biraz aömanızı istiyorum. Çünkü Eskişehir'de bu alanda bugüne kadar yapılan en büyük proje?
Mehmet Aydoğan:Evet Capella Park Eskişehir'imize çok yakıştı. Önemli ve büyük bir proje. Kentin yeni cazibe merkezinde yapılan Capella Park, mimari tasarımından teknik donanımına, sosyal olanaklarından yaşam anlayışına kadar kusursuzlukla planlandı. Planladığımız sürede bitirdik. Eskişehir'in saygın firmalarından Ilgaz İnşaat birlikte yapımını gerçekleştirdik. Projeyi Capellapark.com.tr internet adresine girerek hemşerilerimiz inceleyebilirler.O kadar çok özelliği var ki hepsi burada ayrıntılı olarak yazılı. Capellapark 85.000 M2 inşaat alanı içinde 230 Lüks Daire ve 43 İş yerini içinde barındırıyor.
Hüseyin Turhan: Müşteri memnuniyetini her zaman ön planda tutuyorsunuz.
Mehmet Aydoğan:Koşulsuz müşteri memnuniyetini ilke kabul ediyoruz. Pazarlamamızın önünü açacak en önemli şey müşteri memnuniyetidir.
Hüseyin Turhan: Röportajımızın sonuna geliyoruz. Bu sektörde uğraşacak veya bu sektörü kendine hedef koyan, inşaat sektörüyle ilgilenmeyi düşünen kişilere tavsiyeleriniz nelerdir?
Mehmet Aydoğan:Sektöre yeni girecek olan arkadaşlara söyleyeceğim şu ki önce ne yapacaklarına etraflıca düşünerek planlı bir karar vermeleri gerekir. Paldır küldür girilmemeli. Maliyet analizlerini iyi yapsınlar. Bu işi doğru ve düzgün yapacaklarsa girsinler. Amcamın oğlu yapıyordu, komşumun babası yapıyordu gibi sadece gözlemlere bakarak sektöre meyletmelerini çok doğru bulmuyorum. Sektördeki başarılı firmalara bakarak onların örneklerinde gidilmesinde bir problem olmaz ama "Onlar başarmışsa, ben de mutlaka onlar gibi olurum" düşüncesinde hareket etmenin doğru olduğunu düşünmüyorum. Bir kere arazi alımlarının fiyatlamasını eğer iyi yapmazlarsa arazi alımlarının onları kar yerine zarara götürecek önemli hususlardan biri olduğunu düşünüyorum. Ve ayrıca, biraz önce bahsettiğimiz gibi dürüst olmaları gerekiyor. Güvenilir olmaları gerekiyor. Sözlerinin arkasında durmaları gerekiyor. İyi imalat yapmaları gerekiyor. Zamanında üretim yapmaları gerekiyor. Müşteri asla yanıltılmamalı. Yani, her sektörde olduğu gibi koşulsuz müşteri memnuniyetini yakalamaları gerekiyor. Mümkün olduğu kadar müşteriyi mutlu etmeleri gerekiyor. Hem fiyatları düzgün fiyat olacak hem istikrarlı olacak. Bunlara dikkat ederlerse iyi olur kanaatindeyim.
Hüseyin Turhan: Son sözlerinizi alalım. Eskişehirdenhaber.com sitemizin takipçilerine neler söylemek istersiniz?
Mehmet Aydoğan: Bize bu imkânı sunduğun için özellikle Hüseyin 'cim senin şahsında tüm haber sitenizde çalışan arkadaşlara ve yazarlara teşekkürlerimi iletiyorum. Tüm Eskişehirli arkadaşlarımıza hemşerilerime mutluluklar diliyorum.
Hüseyin Turhan: Bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ediyorum.
Mehmet Aydoğan: Ben teşekkür ederim.
