Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün öncülüğünde kurulan Cumhuriyetimizin 97. yıl dönümünü büyük bir coşku içinde kutlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Aziz milletimiz ve kahraman ordumuz, Atatürk'ün yanında tek yürek olmuş; verdiği istiklal ve istikbal mücadelesi ile destan yazmıştır.
Kurtuluş mücadelemizden sonra kurulan yeni Türk devletinin çağdaş bir yönetim şekline sahip olması gerektiğine inanan Atatürk "Cumhuriyet, yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan idaredir. Cumhuriyet fazilettir." demiştir. Büyük badireler atlatmış olsa da Cumhuriyet'in kazandırdığı değerler ve demokratik düzen halkımızın gönlünde ve fikrinde yer edinmiştir. 15 Temmuz 2016 gecesinde ise Türk milleti; Cumhuriyet'in değerlerine, millî iradesine sahip çıkarak yeni bir destan yazmıştır.
Cumhuriyet; demokratik, çağdaş ve sosyal hukuk devletini gerçekleştirmenin temel dayanağıdır. Geçen zaman zarfında eğitimden sağlığa, sanayileşmeden alt yapıya, siyasetten ekonomiye, her alanda büyük gelişme sağlanmıştır. Türk milleti, modern dünyanın bir üyesi olmanın haklı onurunu yaşamış; devletimiz, gelişen ve kalkınan bir dünya devleti olmanın kıvancına erişmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin bölgesinde ve dünyada güvenli, güçlü ve istikrarlı bir devlet olmasından endişe duyanların sergiledikleri tüm yıkıcı ve bölücü tehditlere karşı uyanık ve hazır olmalıyız. Bizi tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet yapan yüksek değerlerimize sahip çıkmalı; millî birlik ve beraberlik ile sosyal dayanışma ruhu içinde birbirimize kenetlenmeliyiz.
Medeniyetimizin gönül mimarlarından Hoca Ahmed Yesevi'nin “Nerde bir gönlü kırık görsen merhem ol!” nasihatiyle “Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir” anlayışının işaret ettiği noktaya bütünleyici gözle bakıldığında Cumhuriyet'in istiklal eksenindeki kaderimizde sahip olduğu rol daha iyi anlaşılacaktır. Bu bağlamda Cumhuriyet’imizin kazanımları ile gönül medeniyetimizin yüksek insani değerlerini 2053'lere, 2071’lere taşımak hususunda kararlılığımız sürmektedir.
Millî Mücadele'de "biz namus ve şerefiyle ölen bir neslin torunlayız dedirteceğiz" şeklinde ant içen Eskişehirliler her türlü imkânsızlığa rağmen çok ağır bedeller ödeyerek sözlerini tutmuşlardır. Bugün hepimiz "namus ve şerefiyle ölen bir neslin torunlayız" derken Millî Mücadele'mizin nasıl kazanıldığını, hangi gayelerle kazanıldığını unutmamalıyız. Bugün ayak bastığımız yer sadece toprak değil şehit kanlarıyla sulanmış, binlerce kefensiz yatanı bağrına basmış vatandır.
Cumhuriyet'ten sonra her alanda büyük değişim ve atılımla takdire şayan başarılara imza atmış Eskişehir; Millî Mücadele’nin ardından millîlik mücadelesinde de ürettikleriyle ülke kalkınmasına katkı sunmaya devam etmektedir.
Bu vesileyle Türkiye Cumhuriyeti’ni sarsılmaz temeller üzerine kuran Büyük Önder, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere istiklalimizin bütün kahramanlarını hürmetle, rahmetle, minnetle yâd ediyorum. Gövdesini hain kurşunlara siper eden 15 Temmuz şehitlerini, devletimizin bekası için sınır içi ve sınır dışında terörle mücadelede feda-yı can eden vatan evlatlarımızı rahmetle anıyor; gazilerimize uzun ömürler ve sıhhatli bir yaşam diliyorum. Cumhuriyet Bayramı'mız kutlu olsun.