Koronavirüsün pençeleri arasına alıp ufaladığı ABD'yi bu kez gösteriler sarsıyor. Koronavirüsle mücadelede sınıfta kalan Başkan Donald Trump, bu yıl Kasım ayındaki başkanlık seçimlerinde Evanjelist yandaşlarının oylarını kaybetmekten çekindiği için siyahi Floyd cinayetini işleyen 'beyaz polisler'e karşı sert bir tutum içine girmeye yanaşmıyor. Trump'ın bu tutumu, ülke geneline protestoları ve buna bağlı olarak şiddet eylemlerini körüklüyor.
Minneapolis'de bir polisin gözaltına aldığı siyahi Amerikalı George Floyd'u yaklaşık 9 dakika boyunca nefessiz bırakarak ölümüne sebep olmasının ardından başlayan protestolar, ABD'nin dört bir yanında özellikle geceleyin devam ediyor. Cumartesi gecesi de çok sayıda şehirde on binlerce kişi Floyd cinayetinin faili polis memuru Derek Chauvin'in yargılanmasının yanı sıra cinayetle ilişkili daha fazla yargılama, tutuklama ve adalet talebiyle yürüdü. New York'un da aralarında olduğu birçok şehirde göstericiler polisle karşı karşıya geldi, polis eylemlere biber gazıyla müdahale ederken, bazı eylemciler polis araçlarını ateşe verdi, mağazaların camlarını indirdi. New York'un yanı sıra Miami, Chicago ve Los Angeles gibi ABD'nin önde gelen kentlerinin de aralarında bulunduğu onlarca şehirde geçen Salı gününden bu yana düzenlenen göstericiler, "I Can't Breathe - Nefes Alamıyorum" sloganları attı. George Floyd da, polisin müdahalesi esnasında defalarca nefes alamadığını söylemesine rağmen, polisin sert tavrı değişmemiş ve Floyd hayatını kaybetmişti.
Sokağa çıkma yasağı
Öfkeli protestocularla güvenlik güçleri arasında çatışmaların ve şiddet olaylarının artması üzerine Atlanta, Los Angeles, Columbia, Philadelphia, Denver, Cincinnati, Milwauke, Portland/Oregon ve Louisville gibi pek çok kentte sokağa çıkma yasağı uygulanmaya başlandı. Yasağa uymayarak ülkenin dört bir köşesinde protesto eylemlerine devam eden gruplara ise polis, yine biber gazı ve plastik mermilerle müdahale etti. Floyd'un öldürüldüğü Minnesota dahil 6 eyalette Ulusal Muhafız Birlikleri devreye sokuldu. Cumartesi gecesi itibariyle polis, 17 şehirde 1400'den fazla kişiyi gözaltına aldı.
New York'ta dev gösteriler
ABD'de koronavirüsün en çok etkilediği şehir olan New York'ta ise Manhattan'ın merkezinde yer alan Birlik Meydanı'nda polis aracı ateşe verildi. Booklyn'de ise protestocuşar ile polis saatlerce çatıştı. Yine Times Meydanı'nda göstericiler, kendilerini geri püskürtmek isteyen polislere şişe fırlattı. Kentin pek çok noktasında ateşler yakıldı. Bu arada bazı görüntülerde polislerin göstericileri copladığı görüldü. New york Emniyet Müdürlüğü, Twitter'da polislere karşı şiddet eylemlerine müsamaha göstermeyeceklerini, polis araçlarına molotof kokteyli atan göstericilerin gözaltına alındığını açıkladı. Los Angeles'de ise polis merkezi ateşe verildi ve etraftaki dükkanlar yağmalandı. Nashville'de ise tarihi adliye binası yakıldı, Utah'da araçlar yakıldı. Utah'da ayrıca elindeki ok ve yayla göstericileri hedef alan bir şahıs tutuklandı.
Trump'tan eylemcilere tehdit
ABD Başkanı Donald Trump'ın talimatıyla Ulusal Muhafız Birlikleri'nin de devreye sokulduğu Washington'da, Beyaz Saray'ın önünde toplanan göstericilerle gizli servis görevlileri ve polis arasında arbede yaşandı. Göstericilerin Trump'a karşı ağır ifadeler içeren sloganlar atması dikkat çekti.
Öte yandan Başkan Trump, göstericilere yönelik tehditkar mesajlarını sürdürüyor. Olaylardan ANTIFA'yı ve 'radikal solu' sorumlu tutan Trump, attığı tweet'lerde göstericilerle Beyaz Saray'ın önünde karşı karşıya gelen gizli servis elemanlarını övdü. Trump, olup bitenleri içerden izlediğini belirterek, "daha güvende hissedemezdim" diye yazdı. Eylemcilerin çitleri aşmaya çalışmadığını kaydeden ABD Başkanı, "Eğer buna yeltenselerdi, gördüğüm en saldırgan köpekler ve en uğursuz silahlarla karşılanacaklardı" ifadelerini kullandı. Trump, tweet'inde ayrıca kendine iletilen 'ön saflara genç gizli servis elemanlarını yerleştirdik efendim, buna bayılıyorlar, onlar da böylece pratik yapmış oluyor" şeklindeki raporu da alıntıladı.
Belediye başkanından tepki
Başkanın aynı tweet zincirinde polisi devreye sokmamakla ve her daim yardım arayışında olmakla suçladığı Washington Belediye Başkanı Muriel Bowser, Trump'ın ifadelerine tepki gösterdi. Başkan Trump'ın Amerikan halkını bölmeye çalıştığını söyleyen Bowser, göstericilere itidal çağrısı yaparak, 'gücümüzün barışta, sesimizde ve sonuç olarak da sandıkta olduğunun bilincindeyiz' diye konuştu.
Demokratların başkan adayı Joe Biden da protesto eylemlerinde yaşanan şiddeti kınadı. "Böyle bir acımasızlığı protesto etmek bir hak ve gerekliliktir. Ancak kamuyu ateşe vermek ve gereksiz tahribata yol açmak için aynı şey söylenemez" diye konuştu.
Polis basın mensuplarını hedef alıyor
Bu arada Amerikan polisinin, eylemleri takip eden gazetecileri hedef aldığı görüntüler de ekranlara yansıdı. Louisville'de bir yerel televizyon ekibinin canlı yayında doğrudan hedef alındığı ve sosyal medya üzerinden yayılan görüntüler tepki topladı. Minneapolis'teki eylemlerde de Reuters TV'nin ekibinin plastik mermiyle yaralandığı bildirildi. Kameraman Julio-Cesar Chavez çekim yaptığı esnada bir polis memurunun silahını doğrudan kendisine doğrultarak ateş ettiğini söyledi. Chavez, ekip arkadaşı Rodney Seward'ın da yüzünden vurulduğunu ve taktığı gaz maskesinin kendisini koruduğunu belirtti.
İki vahim ölüm
St. Louis'de bir göstericinin FedEx'e ait bir tırın altında kalarak sürüklendiği ve hayatını kaybettiği bildirildi. Cuma gecesi de Detroit'teki eylemler esnasında SUV tipi bir araçtan kalabalığın üzerine ateş açılmış ve bir eylemci yaşamını yitirmişti. İki olaya ilişkin de soruşturmalar sürüyor.
Yeni Mesaj