Millet İttifakı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, "Kentsel Gelişim Çözümleri" konulu basın toplantısında kente dair kapsamlı projelerini ve çözümlerini açıkladı.
Sözlerine "Biliyorsunuz, iki gün önce, İstanbul'da ailelerin yaşamını kolaylaştırmak, pahalı yaşamı ucuzlatmak, yoksulluk ve işsizlikle mücadele etmek için geliştirdiğimiz sosyal çözüm önerilerini sizlerle paylaşmıştım. Bugün biraz daha İstanbul'un kendisinden bahsedeceğim. Artık bir kaos halini almış ulaşıma yönelik getireceğimiz çözümlerden, vatandaşlarımızın nefes alabilecekleri yeni yeşil alanlardan, nitelikli sosyal konut projelerimizden bahsedeceğim" ifadesiyle başlayan İmamoğlu, açıklamalarına şöyle devam etti: "Ama tüm bunlardan önce 23 Haziran seçiminin anlamını yeniden hepinize hatırlatmak istiyorum. Her şeyden önce herkes bilmelidir ki, 23 Haziran seçimleri normal seçimler değildir. Türkiye tarihinde daha önce görülmemiş haksızlıklarla, hak gaspıyla dolu anormal seçimlerdir. Çünkü normal seçimler 31 Mart'ta bitmiştir. Türkiye'deki diğer yerel yönetimler gibi 31 Mart gecesi seçim sonuçlanmıştır. Ama mesele ondan sonrasıdır. 31 Mart seçimlerini ne yazık ki, bu ülkeyi yönetenler bir türlü hazmedememiştir. Ondan sonra tüm milletin gözleri önünde alenen seçimler gasp edilmiştir. Bize mazbatayı vermeye yanaşmayan bu ülkenin yöneticileri hukuku katletmişler. 16 milyonun hakkını gasp etmişlerdir."
İstanbul nereye gidiyor bilen yok!
"Bu topraklarda yaşayanların en çok kullandığı kelimedir vebal… "Vebali boynuna," deriz, vebal almaktan korkarız" ifadelerini kullanan İmamoğlu, "Herkes iyi bilsin ki, 23 Haziran seçimleri Binali Yıldırım-Ekrem İmamoğlu mücadelesi değildir. Kendi nefsinin peşine düşenle, milletinin hakkını arayanın mücadelesidir. Bu mücadelede Ekrem İmamoğlu'nun yanında olmak demek; doğrunun, hakkın ve haklının yanında olmak demektir" şeklinde konuştu.
İstanbul'un önünü açmanın vaktinin geldiğini söyleyen Ekrem İmamoğlu şöyle konuştu: "Soruyorum size, İstanbul'un nereye gittiğini bilen var mı? Ya da nüfusu 5 yıl sonra ne olacak bileniniz? İstanbul, doğal sınırlarını aşarken, mevcut anlayışın, kenti nereye doğru sürüklediğine dair bir öngörüsü yok. Kapalı kapılar ardında, katılımcılıktan uzak planlar yapılıyor. Örneğin; İstanbul'un geleceğini, kaderini belirleyecek Çevre Düzeni Planını yaptırıyor İBB. Hatta duyduğumuz kadarıyla yapımı tamamlanmış bile. Buradan soruyorum İstanbul halkına, akademisyenlerine, uzmanlarına, medya mensuplarına, meslek odalarına, ilçe belediye başkanlarına. Herhangi bir detayı hakkında birinizin en ufak bir bilgisi var mı, fikriniz alındı mı? Bu çağda, İstanbul gibi bir şehrin kaderi böyle mi belirlenir Allah aşkına? İşte, böyle belirlenince, bir avuç insan, İstanbul'un rantını ele geçirirken, 16 milyon İstanbullu kaybediyor. Kaybeden kuzey ormanları, kaybeden su havzaları, tarım alanları; kaybeden kentsel dönüşüm mağduru mahalleler oluyor. Artık vatandaşlarımızın yarınlara umutla, güvenle bakması, önünü görmesi gerekiyor. Sorunlara gerçek çözümler üretmenin, İstanbul'un önünü açmanın vakti, çoktan geldi."