HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 07 ŞUBAT 2025, CUMA


Tarım üretimine neden düşmanız!

En stratejik sektörümüz tarım ciddi manada alarm veriyor. Yıllardır uygulanan kapitalist politikalar, özellikle de AKP iktidarı döneminde uygulanan "kamçısız" kapitalist politikalar, tarımın artan bir ivmeyle sürekli erimesine neden oldu.
08.06.2019 00:00
Tarım üretimine neden düşmanız!
Tarım üretimine neden düşmanız!
En stratejik sektörümüz tarım ciddi manada alarm veriyor. Yıllardır uygulanan kapitalist politikalar, özellikle de AKP iktidarı döneminde uygulanan "kamçısız" kapitalist politikalar, tarımın artan bir ivmeyle sürekli erimesine neden oldu.

Kendi kendine yeten 7 ülkeden biriydik, şimdi buğday, mısır, pamuk, patates, soğan gibi en temel ürünlerimizde bile ithalatçı konuma geldik.

Böyle bir tablo karşısında cari açıkla gerçekten mücadele edildiğine kim inanır? Buğday ambarı olarak bilinen Anadolu coğrafyasına sahipken, buğday ithal eden bir ülke olmak; buğdayda cari fazla verebilecekken, cari açık vermek ne garip değil mi?

Önümüzde Atatürk'ün Türkiye'si örneği var. Atatürk, Osmanlı'dan kalan borçları da öncelikle tarımla ödedi, kurulan bütün sanayi kuruluşları da tarım üretiminin desteğiyle oluşturuldu. Tarımla sadece milletin karnı doyurulmadı, her türlü adım tarımla atıldı.

Milli tarım politikalarıyla, tüm imkânsızlıklara rağmen üst üste cari fazla verildi.

Daha sonraları Atatürk'ün "milli" çizgisinden sapıldı; serbest piyasa ekonomisi, kapitalizm diye diye, sürdürülebilir borçlanma diye diye, AB'ye üyelik, ABD ile stratejik müttefiklik diye diye sadece tarım değil, her şey bitme noktasına geldi. Dilerseniz tarımda gelinen noktayı güncel rakamlarla ortaya koyalım:

Çiftçi tarım üretimde aradığı desteği bulamadı. 2006'da çıkarılan tarım yasasına göre tarımsal desteklemeler için bütçeden ayrılması gereken pay milli gelirin yüzde 1'inden az olmaması gerekirken, yüzde 0.36 ile 0.63 aralığında kaldı. Yüzde 1 bile azken o da verilmiyor.

Türkiye nüfusu her yıl 1 milyona yakın artarken, tarım alanları sürekli daraldı. 2002 yılında 26,5 milyon hektar olan tarım alanları, 2018 yılına kadar 3,35 milyon hektar azalarak 23,2 milyon hektar alana düştü.

Önemli bir sayıda çiftçi tarım üretiminden tamamen vazgeçti. 2003 yılında 2 milyon 765 bin 287 kişi Çiftçi Kayıt Sistemi'ne (ÇKS) kayıtlıyken, 2018 sonunda bu rakam 2 milyon 103 bin 765 kişiye düştü.

661 bin 519 kişi üretimden ayrıldı.

Tabi, çiftçilerin çok azı ÇKS'ye kayıtlı. ÇKS'ye kayıtlı olanlar devlet desteklerinden yararlanabiliyor ama ödedikleri vergiler aldıkları desteklerden çok fazla…

Bu sebeple çiftçilerin büyük çoğunluğu sistem dışı olmayı tercih ediyor ama onlar da maliyetlerin fazlalılığı ve ürün satış fiyatlarının düşüklüğü arasında sıkışıp kalıyorlar, dayanamıyorlar.

2002 yılında tarım sektöründe çalışan kişi sayısı 7 milyon 458 bin kişi olurken, bu sayı Aralık 2018 itibarıyla 4 milyon 795 bin kişiye düştü. Son 16 yılda tarım sektöründe çalışan kişi sayısı 2 milyon 663 bin kişi azaldı. Siz her bir çiftçiyi tek kişi olarak değerlendirmeyin.

Bu, her bir çiftçinin ortalama 4 kişilik bir aileye sahip olduğu düşünüldüğünde en az 10 milyon kişinin tarımdan uzaklaşması demektir.

Bunun sonucu olarak tarım sektörünün istihdam içindeki payı da yüzde 35 iken 2018 yılında bu pay yüzde 17,3'e geriledi. Halbuki tarım sektörü katmadeğeri en yüksek, istihdam maliyeti ise en düşük olan sektördür. Yani işsizlik problemi çözülecekse, bunun en pratik yolu tarımı güçlendirmektir. Dikkat ederseniz, hangi akla hizmet ettiği bilinmez, tam tersi yapılıyor.

Tarımın büyüme içindeki payı sürekli düşüyor.

2002 yılında tarımın Türkiye'nin gayri safi yurt içi hâsılasındaki payı yüzde 10,27 oranındayken, bugün bu oran yüzde 5,76'ya geriledi.

Tarım sektörünün büyüme hızı 2002 yılında yüzde 8,7 olurken, bugün oran yüzde 1 seviyesinde…

Tarımda ithalata mahkûm hale geldik. 2003-2018 yılları arasında Türkiye 95 milyar 260 milyon dolar tutarında tarımsal ürün ithal etti.

Siyasilerimizin borcu borçla çevirme mantığı, üretimde de tüketimde de yabancının parasına dayalı bir sistem uygulamaları, tarım köylüsünü borç batağına itti.

2002 yılında 2,6 milyon çiftçinin o günkü borcu 530 milyon TL civarındaydı. Bugün çiftçi sayısı 2,1 milyona gerilirken, çiftçilerin toplam borcu 106 milyar TL'ye yükseldi. Bunlar ÇKS'ye kayıtlı olanlar, diğerlerini de ilave ettiğimizde çiftçilerin borcu bundan çok daha fazla…

Halbuki tarım sektörü bu girdabın içine hiç düşmeyebilirdi. 2002 yılında "Bağımsız Türkiye" ve "Prof. Dr. Haydar Baş" deseydi, bugün tarım köylüsünün bir eli yağda bir eli balda olacaktı.

Daha tohumunu tarlaya ekmeden yüzde 50 avans alacaktı. Ürün fiyatlarını çiftçilerin oluşturduğu kooperatifler belirleyecekti. Çiftçinin kendisi, ürünü, tarlası hiçbir ücret ödenmeden sigortalanacaktı.

Çiftçinin üretimden kazandığının dışında, ayrıca kendisi 1000 TL vatandaşlık maaşı, hanımı 2500 TL maaş, çocuğu aylık burs alacaktı. Devlet çiftçinin tüm ürünü için alım garantisi verecekti. Çiftçi elde ettiği kazançtan bir kuruş vergi vermeyecekti. İlk 5 yıl üretimde kullanılan tohum, gübre, elektrik, mazot bedava olacaktı.

Prof. Dr. Baş, bu tarım projeleri için dünya çapında eşsiz bir model ortaya koydu, Milli Ekonomi Modeli (MEM) ve bu model bugün dünyanın 4 milyar nüfusuna hakim olan BRICS devletleri tarafından uygulanmaktadır.

Rusya ve Çin her konuda ABD ve AB ülkelerini solladıysa, bu MEM sayesindedir.

Bugün yaşadığımız vahim tablo, emin olun ki, Prof. Dr. Baş'ı ve Milli Ekonomi Modeli'ni görmezden geldiğimiz içindir. Eğer görmemekte hala kararlıysanız, şikayet etmeye de hakkınız yok. Çünkü siz yaşadığınız bu belayı da ve daha büyüklerini de istiyorsunuz demektir.

Murat ÇABAS
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--









logo

   E-posta: bilgi(@)eskisehirdenhaber.com
Tüm hakları Eskişehirden Haber adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr