Yaklaşık 8 yıldır devam eden Suriye krizinde başını ABD'nin çektiği Batılı ülkelerin manipülatif amaçlarını gerçekleştirmek için yalan haberlerin stratejik bir enstrümana dönüştüğünü müşahede ettik.
Parçalamayı kafalarına koydukları hedef ülkelere saldırı için gerekçe oluşturmakta mahir emperyalist devletlerin oyunlarının son sahnelendiği coğrafya Suriye olmuştu. 2011 yılında başlayan Suriye krizinde binlerce yalan haberle karşılaşıldı.
Bu yalanlarla amaçlanan şey öncelikle Batılı ülkelerin kamuoyunun Suriye savaşına destek vermesini sağlamak ve Suriye'nin meşru devlet güçlerini kimyasal silah gibi kitle imha silahlarıyla masum sivilleri katlettiğine tüm dünyayı inandırmaktı. Bu manipülatif amaçlı yalan haberlerin Suriye arenasında rastlanan en etkilisi şüphesiz 'Esad kendi halkına karşı kimyasal silah kullanıyor' yalanıydı.
Suriye'nin Doğu Guta bölgesinde gerçekleştiği iddia edilen kimyasal silah saldırısının görüntülerini dünyaya White Helmets (Beyaz Miğferler) adlı sözde insani yardım kuruluşu paylaştı. 2013 yılında ABD ve İngiltere ortaklığında kurulan Beyaz Miğferler'in kurucusunun karanlık bir sicile sahip James Le Mesurier adında eski bir istihbaratçının olması şaşırtıcı olmaması gerek. Silahlı muhalif gruplara yapılan her saldırıyı sivillere yapılmış olarak göstermeye çalışan Beyaz Miğferler, Doğu Guta'da kimyasal saldırı gerçekleşmiş gibi kurmaca bir video çekerek, dünyaya servis etmiş, fakat foyası ortaya çıkmıştı.
Ancak ne yazık ki başını ABD'nin çektiği güçler, yalan olduğu ortaya çıkan bu iddiaları gerekçe göstererek, Suriye'ye sayısız hava saldırısı düzenlediler.
Benzer yalanlar hatırlarsanız Saddam Hüseyin'in başında olduğu Irak'a karşı da kurgulanmıştı. Irak'ın işgalinin gerekçesi yapılan kitle imha silahlarının varlığı iddiasının koca bir yalan olduğu ortaya çıktığında işgalin üzerinde yıllar geçmişti.
Yalan haberlerle karalama
2011 yılından bu yana Suriye'de binlerce örneğine rastladığımız manipülatif yalan haberlerin benzerleri şimdi Türkiye'nin güney sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek, bölgeye barış ve huzur getirmek amacıyla Fırat'ın doğusunda başlattığı Barış Pınarı Harekatı üzerinden kurgulanıyor.
Terör örgütü YPG/PKK'ya yakın sosyal medya hesapları, harekat aleyhine manipülasyon yapmak için çeşitli fotoğrafları montajlayarak servis ediyor.
Barış Pınarı Harekatı'nın ilerlemesiyle, YPG/PKK terör örgütü yandaşlarının sosyal medyada, başka olaylarda ve zamanlarda çekilen görüntüleri manipüle etme çabası, bölgedeki savaşlardan etkilenen çocukların görüntüleriyle devam ediyor.
Hatta Ağustos 2013'te Suriye'nin Doğu Guta bölgesinde kimyasal silah kullanıldığı iddiası gibi yalanlar da servis edildi. YPG/PKK'ya yakın hesaplar, bombalama sonrasında yaralanmış ellerine bakarak ağlayan bir çocuğun fotoğrafını, harekat sırasında "kimyasal silah kullanıldığı" yalanıyla sosyal medyaya yükledi. Ancak, söz konusu fotoğrafın 7 yıl önce çekilmiş olduğu ortaya çıktı.
Aynı şekilde, sosyal medyada harekat aleyhine karalama yapmak için açtıkları etiketleri işaretleyen YPG/PKK yanlısı hesaplar, Türkiye'nin Barış Pınarı Harekatı gerçekleştirdiği bölgede çekildiği iddiasıyla yerde oturan bir annenin kucağında çocuğuyla görüldüğü fotoğrafı paylaştı.
Aynı görüntünün 2015'de başka bir yerde yayımlandığı anlaşıldı. Suriye'de savaştan kaçarken bir bavulun içinde uyuyan çocuğun görüldüğü Mart 2018'deki fotoğrafı paylaşan terör örgütü yanlıları, bu görüntüleri harekat sonrasında çekilmiş gibi manipüle etmeye çalıştı.
Terör örgütü yanlısı bir hesap, gözü yaşlar içinde birkaç çocuğun görüldüğü fotoğrafı, sosyal medyaya harekat sırasında çekilmiş gibi yükledi. Bu görüntününse İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırı sırasında 2014'te çekildiği ortaya çıktı.
Şimdi de DEAŞ yalanı
Barış Pınarı Harekatı aleyhine servis edilen bu yalan haberler silsilesine son olarak "DEAŞ tutukluları serbest bırakıldı" manipülasyonu da eklendi. YPG/PKK terör örgütü yandaşları, "DEAŞ'lıların bir hapishaneden kaçma girişimlerinin" yer aldığı eylülde kaydedilmiş görüntüleri, harekat sırasında yaşanmış gibi çarpıtmaya çalıştı.
YPG/PKK'ya yakın bir hesap, DEAŞ'lı tutukluların kaçmaya çalışırken görüldüğü güvenlik kamerası kaydını, "Türk Ordusu'nun harekat sırasında DEAŞ tutuklularını serbest bıraktı" yalanıyla servis etmeye çalıştı. Ancak aynı görüntünün, ABD'li bir televizyon kanalınca Eylül ayında bir haberde kullanıldığı ortaya çıktı.
Yeni Mesaj
