HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 02 ŞUBAT 2025, PAZAR


İlk adımı atmadan ikicisini neyinle özlersin?

Allah yolcuları için ne gece ne de gündüz vardır. Onlara göre hepsi de birdir. Yemekleri hasta gibi yerler. Uyumaları bir nevi baygınlığa benzer. Konuşmaları bir zaruret icabı olur
18.05.2023 23:24
İlk adımı atmadan ikicisini neyinle özlersin?
İlk adımı atmadan ikicisini neyinle özlersin?
Allah yolcuları için ne gece ne de gündüz vardır. Onlara göre hepsi de birdir. Yemekleri hasta gibi yerler. Uyumaları bir nevi baygınlığa benzer. Konuşmaları bir zaruret icabı olur.
 
Hakk'a arif olanın dili tutulur, ama o arzu ettiği takdirde, aletsiz, edevatsız konuşturur. Dilediğinin kapalı ağzını açar ve arzu ettiği gibi konuşturur.
 
Tertibin, hastalığın ve mühletin orada lâfı olmaz. Hakk'ın konuşturduğu zât için dilin bulunması şart değil. Hakk'a karşı her şey aynıdır. O'na karşı parmakla dilin ne farkı olabilir ki?
 
Öyle kullar vardır ki, onlar için ne perdelerin lâfı olur ne de herhangi bir bağın... Kapı, kapıcı nedir ki?.. Onlar için izin ne ola ki?.. Sonra tayinin, azlin, şeytanın veya sultanın lâfı mı olur? Ha cennet binaları, ha diğerleri... Hepsi onlara karşı bir... eşit...
 
Bugünü yitiren, ebedî ziyan içinde sayılır.
 
İlk adımı atmadan, ikicisini neyinle özlersin? Birinci adım atılmadan, ikinciye sıra gelmez, ilk adım, kendi vücut evinden ayrılmanla başlar.
 
İkinci, Hakk'ın nimeti olarak alacağını alırsın. Ve şöyle dersin: "Âlemlerin Rabbi Allah'a hamd olsun." (Fatiha/2)
 
Sonra O'nun kapısında durur, şu münacaatı yaparsın: "Sana kulluk eder ve Senden yardım taleb ederiz." (Fatiha/5)
 
O'nun tecelli yüzünü görünce secdeye var ve O'na yakın ol. O'nun nimetine erdikten sonra, o nimetleri Hak'dan gayrına izafe etme.
 
Sen, müşriksin ve Allah'ın nimetlerini tağyir etmektesin. Dolayısiyle Allah da sende mevcut nimetleri başka hâle soktu. Küfür zünnarını kopar ve yanlış yoldan dön. Bu hâlde senin dış hâline kim bakar?.. İçten tevbekâr ol. Sırrını, Rabbin için temizle.
 
Ey evlâd! Kalbin felah bulması şu dört şeye bağlıdır:
 
Birincisi, mideye inen her lokmaya dikkat.
 
İkincisi, Hakk'a tâat için bir gönül feragati.
 
Üçüncüsü, elde bulunan iyilikleri korumak, keramet hâlini esirgemek...
 
Dördüncüsü, Allah'ın zâtından alıkoyan her şeyi terk etmek...
 
Bunların içinde en çok önem taşıyan, lokma işidir. Onun için de hiçbir tedbirin yok. Bu hâl, tam şifa veren verâ' hâlini bulmakla hasıl olur. Verâ' sahibi olmak, insanı birçok hatalı işlerden koruduğu gibi Hakk'ın tecellisine dair bâzı şeylere de vukuf peyda eder. Dolayısiyle insana, din hududunu koruma arzusu aşılar...
 
İman sahibi, yerken, içerken durur, dikkat eder. Kitap ve sünnetin iznini alır, sonra yer. Bir zaman böyle hareket eder; sonra Mevlâsına yakınlık duygusunu bulur.
 
Artık O'nun emrine göre yapar. Yine O'nun emrine göre yapmaz veya yaptırmaz. İman sahibi, daima Hakk'ın dileğine ve emrine uyar. Bilgisi, Hakk'ın bilgisine bağlanır. Bir kimseye yardım etmek isterse, O'nun yardımı ile yapar.
 
Ölüm kapınızı çalmadan Hakk'a karşı ahdinizi tazeleyiniz. Sonra kasırga diner, toz kalkar ve perişan hâlinizi görürsünüz.
 
Ey tembeller, cahiller ve gafiller, yakında hâlinizin perişan haberini alacak ve durumunuzu öğreneceksiniz.
 
Bir sual: Nefis ki, hain olarak tavsif ediliyor. Onun verdiği fetvanın gerçeğe uymasını nasıl sağlayabilirim, doğruluğuna nasıl kani olurum?
 
Bunun cevabı şudur:
 
- Nefsini öldürüp yeni bir şekilde diriltmeye çalış. Onu, hayrını şerrini bilen bir bilgin ve hayırda tam yer almış olarak bulmaya bak. Kötü şehvet ve tad kapılarını ona kapa...
 
Uygunsuz arzulara karşı onu koru, hapse koy. Tâ o nefsin rengi soluncaya ve arzularını sırrın emri ile alıncaya kadar onu serbest bırakma. O nefis, böyle çetin bir mücadele sonundadır ki, kalbe döner.
 
Allah yolcuları, çok kere gecenin gelmesini ve ayalin (eş, çocuklar vd.) uyumasını arzularlar. Kalpleri tamamen Allah'da olmasına rağmen, evlâd ve ayal yükü ağırlığını omuzlarında taşırlar. İçten Yaratan'a bağlı olur, ama dıştan sebepleri elden atmazlar. Dış duyguları daima, sebepler içinde oyalanır.
 
Bir felâketin gelişinden önce Hakk'a kalbini bağlamış isen onun gelişi anında yalnız Hakk'a dönersin. O felâkete, Hak'dan gayri açıcı göremezsin. Ve görürsün ki, hayır ve şer. O'nun katından geliyor. Zarar, fayda, izzet, zillet, zenginlik, fakirlik hep O'ndan oluyor." (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethu'r Rabbani eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--









logo

   E-posta: bilgi(@)eskisehirdenhaber.com
Tüm hakları Eskişehirden Haber adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr