Tarihin hiçbir döneminde esaret ve işgal altında yaşamamış bir ulusun bireyleri olarak, 30 Ağustos Zaferi’nin 97’nci yıldönümüne ulaştık.
Tüm Milletimize kutlu olsun…
30 Ağustos 1922, uzun süren savaşların ardından toprakları işgal edilmiş Türk Ulusunun, yokluk içerisinde ama inanç ve kararlılıkla verdiği Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlandığı tarihtir.
Bu tarih aynı zamanda, Türk insanının tebaa olmaktan çıkıp, tüm bireylerinin aynı ve eşit haklara sahip olduğu, bağımsız bir devlet olmasının da başlangıcıdır. Lozan Anlaşması, sonrasında Atatürk ilke ve devrimleri ışığında kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 30 Ağustos ruhunun verdiği güç ve güvenle bugünlere gelmiştir. Ve bugünlerden geleceğe aynı güç ve aynı güvenle uzanacaktır.
Türkiye Cumhuriyetinin, kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla, çocuğuyla yetişkiniyle birlikte, adalet, barış ve huzur içinde yaşaması hepimizin ortak temennisidir. Bunu hayata geçirmenin görevi de, bu Cumhuriyetin insanları olarak hepimize düşmektedir. Bunun ilk şartı da, Atatürk’ün gösterdiği bilim ve akıl yolunda ilerlemektir.
Büyük Türk Milletinin 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı bir kez daha kutlarken, başta Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, bu büyük zaferi bizlere canlarını ve kanlarını vererek armağan eden, bu vatan ve bu devlet için canını veren tüm şehitlerimiz ile hakkın rahmetine erişen ve yaşayan tüm gazilerimizi huzurunuzda bir kez daha minnet ve rahmetle anıyor ve aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.
