Torbadan başlayalım; Mahalli Seçimlere beş kala, her ne hikmetse, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) başkan ve üyeleri torba yasaya sokularak görev süreleri uzatıldı. Anayasayı ihlal eden bu düzenleme ile yani anayasaya aykırı biçimde oluşturulan YSK'nın kararlarının yok hükmünde olacağını önceki yazılarımızda belirtmiştik. Aldığı kararlarla örneğin mühürsüz zarfları, anayasa ve yasaya aykırı olarak geçerli sayan YSK'nın sabıkası kabarık. Bu tarz tutumlarıyla seçim sonuçlarını şaibeli hale getiren kurumun başkan ve üyelerinin görev sürelerinin uzatılması, halkın değil, iktidarın iradesiyle oldu.
Sandığa gelelim desek de bir türlü gelemiyoruz seçimin bitmesine rağmen. Yenilen pehlivan güreşe doymazmış misali, sandık sonuçlarını kabullenemeyen iktidarın uzayıp giden itiraz yolları gına getirdi artık.
Seçim sonuçlarına itirazı anladık da gerekçeleri hukuka uygun mu, bunu anlamakta zorluk çekiyoruz.
Neden mi, açıklayalım:
İstanbul için yapılan itirazların iki noktada odaklandığını görüyoruz; birincisi oyların kaydırıldığı, diğeri de geçersiz oyların fazlalığı ve yeniden sayım gerektiği. Son anda Erdoğan'ın seçimler yenilenebilir iddiası ise şoka neden oldu.
İtiraz yollarını arşınlamak ve değerlendirmek için önümüzdeki kılavuz: 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'dur.
Bu yasanın, "İtirazın şekli" başlığını taşıyan 112.maddesi hükmüne göre, gerekçesi ve delili olmayan itirazlar incelenmez. Sözlü itirazlar olsun, yazılı itirazlar olsun delil gösterilmiyor, yazılı itirazda itiraz dilekçesine delil eklenmiyorsa inceleme yapılmaz.
2014 seçimlerinde muhalefetin itirazlarını reddeden YSK, 31 Mart sonuçlarına iktidarın yaptığı itirazları kabul etmiş görünüyor. Oysa yasa aynı yasa, YSK aynı heyet! Muteriz yani itirazda bulunan iktidar olunca iş değişiyor. Üstüne üstlük iktidarın başından seçimlerin yenilenebileceği talimatı da gelmiş… Görevde kalmalarını Cumhurbaşkanı'nın himmetine borçlu olan YSK başkan ve üyeleri iktidara karşı kendilerini baskı altında hissediyor olabilirler.
Geçersiz oyların sayılması kararı bize bunları düşündürten sebeplerden biri. Gerekçesiz ve delilsiz bir şekilde geçersiz oyların tekrar tekrar sayılması sandık kurullarının görev ve sorumluluklarının hiçe sayılmasıdır. Geçersiz oylar sandık kurullarının incelemesi ve sandık tutanağına kaydedilmesiyle zaten delillendirilmiştir. Yeniden sayılmasının anlamı yoktur.
YSK tüm dünyanın gözü önünde hukukla imtihan edilmektedir.
Ne diyelim çıkmadık canda umut vardır; YSK sınavı kazanabilir mi!?