En büyük bayramımız olan Gadir-i Hum'a sayılı günler kaldı. 18 Zilhicce yani 6 Temmuz Gadir Hum bayramı. Bugünkü yazımda Gadir-i Hum ile ilgili Peygamberimizin ve Hak İmamların bazı sözlerini hep beraber hatırlayalım, dedik.
İmam Bakır'ın (a.s) ceddinden şöyle buyurduğunu naklediyor: "Bir gün Allah Resulü (s.a.a) Emirü'l Müminin'e (a.s) şöyle buyurdu: "Ya Ali! Allah Teâlâ "Ey Resûl! Rabbinden sana indirileni tebliğ et." (Maide, 67) Ayetini senin velayetin hakkında indirdi.
Bana indirileni tebliğ etmezsem amelim batıldır ve Allah Teâlâ'yı senin velayetin olmaksızın mülakat eden kimsenin davranışları batıldır. Ya Ali! Ben, Allah'ın sözünden başkasını söylemiyorum."
Selim b. Kays Hilali, Ali'nin (a.s) Ebubekir'e biatına işaret ederek şöyle diyor: "Ali (a.s) halka şöyle buyurdu:
"Ey Müslümanlar, Muhacirler ve Ensar! Allah Resulünün (s.a.a) Gadir-i Hum'da ne buyurduğunu işitmediniz mi?
Sonra Ali (a.s) Peygamber Ekrem'in (s.a.a) Gadir-i Hum'da neler söylediğini halka hatırlattı. Herkes "evet" dedi."
Bu bağlamda Emirü'l Müminin'in (a.s) istidlallerine işaret edilebilir şöyle ki: Ali (a.s) Ebubekir'e şöyle buyurmuştu: "Gadir-i Hum günü Peygamberin (s.a.a.v) hadisi esasınca ben mi senin ve Müslümanların mevlasıyım yoksa sen mi?
Ebubekir şöyle dedi: Sen, dedi.
Hz. Fatıma (s.a) ve Gadir-i Hum
İbn-i Ukde meşhur kitabı El-Velaye'de Muhammed b. Useyd'den şöyle rivayet ediyor: "Fatıma Zehra'ya Peygamber vefat etmeden önce Emirü'l Müminin'in imameti hakkında bir şey buyurdu mu? diye sorduklar.
Hz. Zehra (s.a) şöyle cevap verdi: "İlginç! Gadir-i Hum'u unuttunuz mu?"
İmam Hasan ve Gadir-i Hum
İmam Sadık'tan (a.s) şöyle rivayet edilmiştir: İmam Hasan (a.s) Muaviye ile ateşkes anlaşması imzalayacağı zaman şöyle buyurdu: "Müslüman ümmeti, Peygamberin babam hakkında şu buyruğunu işitti: "Senin bana olan nispetin Harun'un Musa'ya nispeti gibidir." Ve keza Peygamberin Gadir-i Hum'da babamı imam olarak tanıttığını da gördüler".
İmam Hüseyin (a.s) ve Gadir-i Hum
Süleym b. Kays şöyle yazıyor: " İmam Hüseyin (a.s), Muaviye'nin ölümünden önce Allah'ın evini ziyaret etti. Sonra Beni Haşim'i toplayarak şöyle buyurdu: "Peygamber Ekrem'in Gadir-i Hum günü Ali'yi (a.s) imamete atadığını biliyor musunuz?" Herkes evet, dedi.
İmam Zeynu'l Abidin (a.s) ve Gadir-i Hum
Tanınmış tarihçi İbn-i İshak şöyle diyor: "Ali b. Hüseyin'e "Ben kimin mevlası isem Ali'de onun mevlasıdır" buyruğunun anlamını sorduğum zaman İmam şöyle buyurdu: "Peygamber (s.a.a) insanlara kendisinden sonra gelecek imamı bildirdi."
İmam Muhammed Bakır (a.s) ve Gadir-i Hum
Eban b. Sa'leb şöyle diyor: İmam Bakır'a (a.s) Peygamberin (s.a.a) "Ben kimin mevlası isem Ali'de onun mevlasıdır" buyruğu hakkında sorduğum zaman şöyle buyurdular: "Ey Eba Said! Peygamber buyurdular ki, "Halk arasında Emirü'l Müminin benden sonra benim halifem olacaktır."
İmam Cafer Sadık (a.s) ve Gadir-i Hum
Zeyd Şaham şöyle diyor: İmam Sadık'ın (a.s) yanındaydım. Mutezili birisi, İmama sünnet hakkında sordu.
İmam (a.s) şöyle buyurdu: "Âdemoğlunun ihtiyaç duyduğu her şeyin hükmü Sünnetullah'da ve Peygamberin sünnetinde mevcuttur. Sünnet olmasaydı Allah Teâlâ kullarına hiçbir zaman delil getirmezdi."
Mutezili şahıs, Allah Teâlâ ne ile bize delil gösteriyor diye sorduğu zaman İmam şöyle buyurdu:
"Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı beğendim."
Böylelikle Allah Teala velayeti tamamladı. Sünnet veya fariza tamam olmasaydı Allah bunları delil göstermezdi."
İmam Musa Kazım (a.s) ve Gadir-i Hum
Abdurrahman b. Haccac Hz. Musa b. Cafer'e Gadir-i Hum mescidinde namaz kılmak hakkında sorduğu zaman imam şöyle buyurdu: "Orada namaz kıl. Hakikaten orada namaz kılmanın pek çok fazileti vardır ve babam orada namaz kılınmasını emrederdi."
İmam Rıza (a.s) ve Gadir-i Hum
Muhammed b. Ebi Nasr Bezenti şöyle diyor: "İmam Rıza'nın (a.s) hizmetine yetiştim. Meclis çok kalabalıktı ve insanlar Gadir-i Hum hakkında konuşuyordu. Bazıları bu olayı inkar edince imam şöyle buyurdu:
"Babam, babasından şöyle rivayet etmiştir: Gadir-i Hum günü zemin ehlinden daha çok sema ehli için meşhurdur."
Sonra imam şöyle devam etti: "Ey Ebi Nasr! Nerede olursan ol bu günde Emirü'l Müminin'in (a.s) yanında ol. Hakikaten bu günde Allah Teala erkek ve kadın mümin ve Müslümanın altmış yıllık günahını affeder ve Ramazan ayında cehennem ateşinden kurtardığının iki mislini kurtarır…"
Ve sonra şöyle buyurdu: "Halk bu günün değerini bilseydi melekler onlarla her gün on defa el sıkışırdı."
İmam Cevad (a.s) ve Gadir-i Hum
İbn-i EbiUmeyr Ebu Cafer-i Sani: "Ey iman edenler! Akitleri(n gereğini) yerine getiriniz." (Maide1) ayetinin zeylinde şu rivayete yer veriyor: Peygamber Ekrem (s.a.a) on yerde hilafete işaret etmiş ve sonra, "Ey iman edenler! Akitleri(n gereğini) yerine getiriniz." Ayeti nazil olmuştur.
Bu rivayetin açıklanmasında söylenilmesi gerekir ki: Mezkûr ayet Maide suresinin ilk ayetidir. Bu sure, Allah Resulünün (s.a.a) kalbine nazil olan en son suredir. Bu surede Gadir-i Hum hadisesini gözeten "İkmal" ve "Tebliğ" ayetleri vardır.
İmam Hadi (a.s) ve Gadir-i Hum
Şeyh Müfid "İrşad" kitabında Emirü'l Müminin'in (a.s) ziyareti hakkında İmam Hasan Askeri'den (a.s) ve onun da babasından şöyle buyurduğunu naklediyor:
İmam Cevad (a.s) Gadir-i Hum'da Hz. Ali'yi (a.s) ziyaret etti ve şöyle buyurdu: "Tanıklık ederim ki Allah'ın övgüsü sana mahsustur ve sen, O'na itaat etmede muhlissin."
Sonra şöyle devam etti: "Allah Teala şöyle hükmetti: "Ey Resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O'nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah, seni, insanlardan koruyacaktır."
Ve imam devam ediyor: "Allah Resulü (s.a.a) halka dönerek şöyle sordu: Sorumlu olduğum şeyi ulaştırdım mı? Herkes evet, dedi.
Sonra şöyle buyurdu: "Ey Rabbim! Sen şahit ol! Sonra devam etti: Ben müminlere kendilerinden daha çok yakın değil miyim? Evet, dediler. Sonra Ali'nin (a.s) elini kaldırıp şöyle buyurdu: "Ben kimin mevlası isem Ali'de onun mevlasıdır."
İmam Hasan Askeri (a.s) ve Gadir-i Hum
Hasan b. Zarif İmam Hasan Askeri'ye (a.s) mektup yazarak Peygamberin: "Ben, kimin mevlası isem Ali'de onun mevlasıdır" buyruğunun anlamını sordu.
İmam şöyle buyurdu: "Allah Teâlâ ihtilafa düşüldüğü zaman Hizbullah'ın tanınması için bu cümlenin alamet ve nişane olmasını irade etti."
İshak b. İsmail Nişaburi şöyle diyor: " Hz. Hasan b. Ali (a.s) İbrahim'e şöyle yazdı: Allah Teâla kendi minnet ve rahmetiyle sizler için farzlarını kararlaştırmıştır.
Bu iş, O'nun ihtiyacı olması sebebiyle değildir, aksine O'nun rahmetinin size yönelik olması sebebiyledir.
O'ndan gayri hiçbir mabut yoktur. Allah kirliyi temizden ayırmak, sizi imtihan etmek, kendi rahmetine yöneltmek ve cennette evlerinizi belirlemek için böyle yapmıştır.
Bu sebeple hac, umre, namazın ikamesi, zekât, oruç ve velayeti size bıraktı ve diğer farz kapılarının açılması için bunların ötesinde bir kapıyı da sizin için karar kıldı.
Yolun bulunması için bir anahtar kararlaştırdı. Muhammed, onun halefi salihi ve onun oğulları olmasaydı hayvanlar gibi başıboş olurdunuz ve farzların hiçbirisi size farz olmazdı.
Kapısı olmaksızın bir mekâna girilebilir mi? Allah Teâlâ Peygamberden (s.a.a) sonra velileri sebebiyle size nimetini tamamladığı zaman şöyle buyurdu:
"Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı beğendim." Sonra veli kullarının hakkını sizin boynunuza bırakarak eşleriniz, mallarınız, giyecek ve yiyeceklerinizin helal olması ve gaybet vasıtasıyla itaat edenlerinizin tanınması için onların haklarını eda etmenizi emretti."
İmam Sadık'tan nakledilen Nudbe duasında şöyle diyoruz: "Onun (Peygamberin) ömrünün günleri sona erince de, velisi Ali ibn-i Ebu Tâlib'i (a.s) hidayetçi olarak tayin etti.
Çünkü o korkutucu idi; her kavmin bir de hidayetçisi vardır. Böylece o, büyük bir halk kitlesinin de önünde olduğu halde buyurdu ki: "Ben kimin mevlâsı isem, Ali'de onun mevlâsıdır. Allah'ım! onunla dost olanla dost ol, ona düşman olana düşman ol! Ona yardım edene, yardım et ve onu yalnız bırakanı yalnız bırak!"
İşittik ve iman ettik Ya Rabbi! Bizi sadıklardan eyle… (amin)
AKIN AYDIN