HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 24 MAYIS 2024, CUMA

Öğüt al ki, Allah sana acısın

İslâm zahirdir, iman ona kuvvet aşılar. İlâhî marifet ise bundan sonra gelir. Daha sonra İlâhî varlığa varmak... Varlığın O'na ait olursa her şeyin O'nun için olur
05.05.2023 07:26
Öğüt al ki, Allah sana acısın
Öğüt al ki, Allah sana acısın
İslâm zahirdir, iman ona kuvvet aşılar. İlâhî marifet ise bundan sonra gelir. Daha sonra İlâhî varlığa varmak... Varlığın O'na ait olursa her şeyin O'nun için olur.
 
İman sahibi kazancını yer ve sebeplere de tevessül eder; ama herhalde o kesbin ve sebebin sahibinin Hak olduğunu bilir. İman kuvvet bulunca hem çalışmayı hem de sebepleri şöyle bir yana iter.
 
Bu tevekkülü de ondan bilir. Bununla beraber iman ve İslâm hududunu aşmaz, şeklini değiştirmez. Her bir vakıa sonu, bin yıl bir ırmak kıyısında otursa, yine kalbi Hakk'a bağlı kalır ve hâlini bozmaz.
 
Öğüt al ki, Allah sana acısın... O'na hangi yüzle varacaksın?.. Halbuki sen O'nunla çekişir, O'na kafa tutarsın. Hakk'a karşı çıkma, O'na karşı cidal açma.
 
Dilden istiğfar eyle. Hatalarını kalben itiraf et. Sırrını sükûna alıştır. Zikri önce dille yap, sonra kalbe geçir. Zikir kalbe işledikten sonra, aşk, şevk dilinden taşmaya başlar.
 
Hak ehlinin birçoğu ile arkadaşlık ettim. Hiçbirinin yüzüme güldüğünü görmedim. Birçok iyi şeyler yerlerdi, ama bana bir lokma dahi vermediler. Çok edebli insanlardı.
 
Bırak senden başka herkes doysun, sen aç kal, ne çıkar? Başkası aziz olmuş bu âlemde güya, sen zillet içinde kalmışsın n'olur?
 
Başkası bu dünyanın zengini iken, sen de fakiri olabilirsin; bunun ne önemi olabilir ki? İşte ben bu hâlleri öğretmeye çalışıyorum size... Sizi bu yolda yetiştirmek ve böyle terbiye etmek arzusundayım.
 
Bugün sizden kesildim; çünkü bana faydanız dokunmaz, aynı zamanda bir zarar da vermeniz imkân dışındadır. Rızkımı artırmanıza ve onu eksiltmenize imkân yok. Artık olan olmuştur, bundan sonra ona el sürmeniz mümkün değildir.
 
Size bunları söylerim ve hükmümü veririm; ama aranızda yok gibiyim. Kendimi bir sahrada ve ovada görüyorum. Sizin her şeyinizden manen o kadar uzaktayım.
 
Şehvet ve hırsla alınıp yenen şeyler kalbi karartır. Sırrı bağlar. Zekâyı öldürür. Uykuyu çoğaltır. Gafleti arttırır. Kötü arzuları kamçılar. Ümitleri uzatır.
 
Ey şahsî arzuları içinde hapsolup kalan, kullara kul olan, sonunu bilmeyen, halkı tanımayan!
 
Aziz ve Celil olan Hakkı bilmiyorsun; bunların cahilisin. Aklını toparlayamıyorsun, ölümü düşün. Ölümü düşünüp işleri ona göre ayarlamak her hayrın ve selâmetin anahtarıdır. Ölümü düşünürsen fuzuli işleri bir yana atarsın.
 
Hırsın zayıflar, boş ümitlerin azalırsa döner, hataları bırakırsın ve bütün işlerini Hakk'a ısmarlar, rahata erersin.
 
Ey evlâd! Hakk'ın nimetlerini itiraf etmedikten sonra felah bulamazsın. O'nun nimetleri seni tevhid denizinde boğar. Daha sonra, fena hâline erersin, O'nun gayrını görmezsin.
 
Hakkında durmadan şikâyet edilen ve daima cidal yolu aranan, zât için sevgi nasıl iddia edilir? Durmadan şikâyet et, onunla nizâya. tutuş, sonra da sevdiğini söyle.
 
İşte bu sevgi olamaz. Bu hâlle onun yakınlığı bulunamaz. Bir zât için sevgi sahih olursa, verdiği karar elem getirmez. Sevgiyi benliğine yerleştirirsen, onunla çekişme yolunu tutmaz ve töhmet yoluna girmezsin.
 
Attığın her adımla, kabre biraz daha yaklaşmaktasın. Şunu iyi bil ki, her an kabre doğru sefer etmektesin.
 
Bâzı büyükler şöyle der: - O ki, Hakk'a karşı irfan sahibidir, Hak onu halktan gelen iyiliği görmekten, ayrıca onların reddine, kabulüne bakmaktan ve kötülemelerine üzülmekten beri eyler.
 
Nefis eriyip gittiği an, İlâhî emir onun yerini doldurur. Kulun gönlünden dünya hırsı kalkarsa, yerini âhiret alır. Âhiret de eriyip gittikten sonra oraya Hak yakınlığı varır, kul onunla ülfete başlar ve rahata erer.
 
Kılınan namaz, varacağın yolun yarısı sayılır. Oruç kapıya kadar götürür. Doğruluk gösterir, sadaka verirsen içeri girersin.
 
Buna göre bâzı ermiş zâtlar şöyle buyurur: - Yol kat etmek için, sabırla, namaz kılmakla Allah'tan yardım talep ediniz.
 
Salih zât ne kadar yalnız ve ne kadar garip? Vah onun yalnızlığına, vah onun garipliğine... Hükümlerin esirgenmesi icab eder. İlâhî emirlerin dışına çıkmak doğru olamaz.
 
O ahkâmın önemi olmasaydı, Bünyamin'in yüküne konan ölçek, usulüne göre aranmazdı. Sadece onun yüküne bakılır, bulunurdu. Ama öyle olmadı; hükme, emre uyularak arandı ve çıkarıldı.
 
Her şeyin olmasına ilim yolu ile hükmedilmiştir. Aksi hâlde bütün sırlarımız ve gizli işlerimiz açığa çıkar... Hiçbir işin aniden meydana çıkmaması için ilim eteği tutulur ve işler ona göre yürütülür.
 
Büyük insanlar, nimeti perhiz yolu ile bırakır, onu verenle olur. Gelen nimetlerden kalbini koparır ki, sahibinden ayırmaya... Bir Hak yolcusu, her şeyden beri durup Hak'la olursa, yakınlık hâlini bulur ve tekvin sıfatı ona teslim edilir." (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethu'r Rabbani eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--














logo

   E-posta: bilgi(@)eskisehirdenhaber.com
Tüm hakları Eskişehirden Haber adına saklıdır: ©2019-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr