Kanal İstanbul projesi için yazılı bir açıklama yapan Devlet Bahçeli, 2011 yılında söylediklerinin bu kez tam tersini savundu. Haliyle vatandaş da hangi Devlet Bahçeli'ye inanacağını şaşırdı!
Bugün,
"Geldiğimiz bu aşamada, demokrasi kültürünü özümseyememiş ilkel ve iradesiz siyaset temsilcileri yeni bir şey sunmadıkları gibi siyasi rakiplerinin verdikleri sözleri, hedefledikleri projeleri çarpıtmaktan haz duyacak kadar basit ve zavallı bir hale gömülmüşlerdir..." diyen Bahçeli,
Dün,
"Güya yeni bir kanal açıyorlar, adına da 'İstanbul Kanalı ve bu bir çılgın proje' diyorlar. Bu, soygun düzenini çılgınca sürdürecek bir projedir" diyordu.
Bugün,
"İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın tezviratla ve kulaktan dolma bilgilerle 'Kanal İstanbul Projesine cephe açmaları bir defa demokrasi ayıbı, siyasi ahlak kaybıdır..." diyen Bahçeli,
Dün,
"Ne olacak bu Türkiye'nin hali? diye düşünmek lazım. Proje istismar meselesi. Kalkıp bir de bunu 22 milyar dolara 10 yıl içinde yapacakmışsınız. Peki 10 yıl bu yoksul vatandaş ne yapacak? Bu parayla çok daha hayırlı işler yapılabilir..." diyordu.
Bugün,
"Kanal İstanbul Projesi'nin ABD donanmasının Karadeniz'e çıkışının ve yerleşmesinin önünü açmak için hazırlandığını söyleyenler sadece yalancı değil, aynı zamanda müfteridir. Mesele rant değil..." diyen Bahçeli,
Dün,
"Daha akılcı bir yol bulabilirsin. İstihdam yaratan, iş yeri sahiplerine, KOBİ'lere atölyelere, fabrika sahiplerine yeni yeni istihdam oluşturabilecek imkanları verebilir ve bir işsize, bir aç insanımıza bir ekmek kapısı bulabilirsin. Bunlara kafa yoracağın yerde, akılcı politikalar üreteceğin yerde, çıldırmış bir toplumu çılgınca projelerle niye kandırıyorsun Sayın Başbakan?" diyordu.
Yani dün Kanal İstanbul projesine karşı çıkan ve bu projeye "soygun düzenini çılgınca sürdürecek bir projedir" diyen Devlet Bahçeli, bugün bu projenin karşısında olanları "basit ve zavallı" olarak nitelendiriyor!
Devlet Bahçeli'nin dün mü uzman görüşü alarak konuştuğunu, yoksa bugün mü bilemiyoruz. Ancak şu ana kadar Kanal İstanbul projesiyle ilgili hiç bir olumlu uzman görüşüne rastlamadık!
Oysaki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, projenin İstanbul'a neler kaybettireceğini ifade ettiği görüşleri son derece ciddi meseleler. İmamoğlu'nun dile getirdiği çekinceler herkesi ilgilendirir. Bu konunun siyasi bir çekişmeye dönüştürülmesi tabi ki doğru değil. Ancak İmamoğlu'nun Kanal İstanbul projesine itiraz ettiği 15 maddelik cevap bekleyen bir listesi var. Görülüyor ki siyasi çekişme haline getiren taraf İmamoğlu değil!
Örneğin Terkos Gölü ve Sazlıdere Barajı'nın yok olması, depremde ne olacağı, doğanın katledilmesi, 8 milyon kişinin bir adaya hapsedilmesi, 1.2 milyon yeni nüfusun ilave olması, hafriyat meselesi, yeni vergi yüklerine sebep olması gibi çok ciddi cevap bekleyen sorular var.
Bütün bunların yanında Montrö'nün delinerek Karadeniz'in NATO üssü haline getirilme ihtimali bile Türkiye için korkulu rüya görmesine sebeptir.
Kamuoyu ikna edilmeden ve uzman görüşleri dikkate alınmadan böyle bir projenin ihaleye açılması ve ilk kazmanın vurulmaya çalışılması yangından mal kaçıran bir insanın psikolojisini gözler önüne seriyor!
İstanbul'a daha önce ihanet edenlerin sicili bozukken yeni bir ihanete sebebiyet verilmemeli.
Sözün özü, Kanal İstanbul projesi, Devlet Bahçeli gibi dün söylediğini bugün inkar edenlerin siyasi çekişmelerinden uzak, gerçek uzmanların görüşlerinin ve kamuoyu vicdanının esas alındığı bir proje olmalıydı.
Eyüp Kabil
