25 Kasım 1960’ta Dominik Cumhuriyeti’nde diktatörlüğe karşı mücadele eden üç kız kardeş Patria, Minerva, Maria Mirabel’in cesetleri bir uçurumun dibinde bulundu. Mirabel kardeşlerin, tecavüz edilerek vahşice öldürüldüğü ortaya çıktı ve onlar diktatörlüğe karşı mücadelenin sembolü oldu. Bütün dünyada yankı bulan bu gelişmeler karşısında Birleşmiş Milletler 17 Aralık 1999’da, 25 Kasım’ın "Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü" olarak benimsenmesine karar verdi.
Ülkemizde de kadınlar her gün şiddete, tacize ya da tecavüze uğruyor. Şiddet o kadar arttı ki maalesef artık medyada sıradan vaka gibi yer buluyor. Her sosyal kültürel çevreden ünlü ya da ünsüz toplumun her kesiminde kadına yönelik şiddete tanıklık ediyoruz. Kadınlarımızın uğradığı şiddetin sebebini çeşitli bahaneler ile yine kadınlarımızın üstüne atmaya çalışan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Sokaklarda yürümemiz, kahkaha atmamızı iffetsizlik sayanlarla, uğradığımız taciz ve tecavüzlerin sebebini giydiğimiz eteğin boyu ile açıklayanlarla, cinsel yönelimlerimiz ve kimliğimize göre ölümü reva görenlere karşı bizim mücadelemiz.
İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu’nun erkeklere yapmış olduğu “Nereden çıktı bu kadın dövmek, nereden çıktı bu kadın cinayeti? Kendinize gelin“ çağrısına katılmamak elde değil ancak bu çağrıları sadece sözlerle yapmanın hiçbir anlamı bulunmamaktadır. Kadına şiddetin ortadan kalkması için, daha aydınlık bir Türkiye için İstanbul Sözleşmesinin tüm maddeleri ile uygulanmasını sağlamak , kadına karşı her türlü şiddetin önlenmesi için yeni politikalar üretmek ,verilen cezaların caydırıcı olmasını sağlamak ve iyi halden dolayı cezaları hafifletmekten vazgeçmek zorundasınız.
Kadına yönelik her türlü şiddetin ve ayrımcılığın da üstesinden gelecek olan yine biz kadınlar olacağız.
YAPRAK ERYILMAZ
Eskişehir CHP Kadın Politikalarından Sorumlu Başkan Yardımcısı
