Dünyada parayı ilk kullanan uygarlık olan Lidya Krallığının Başkenti ve paranın ilk basıldığı Manisa Salihli ilçesinde, Salihli Belediyesi Manisa Celal Bayar Üniversitesi iş birliği ile 17.05.2022 tarihinde "Lidya'dan Dijital Çağa: Para, Bankacılık ve Finans" ana temalı 1. Salihli-Sart Para Kongresi' düzenlendi. Her yıl daha geniş katılımla devam edeceğini öğrenince memnun oldum ve buradan duyurmak istedim.
Orada bulunduğum sırada Sardes Antik Kenti ve batı Anadolu'nun yedi tapınağından biri olan Artemis Tapınağını ziyaretimde ilk aklıma gelen şey, basılacak para miktarını hesaplarken neyi ölçü aldıkları oldu. Bu yılki toplantılara katılamadım ancak gelecek yıllarda uzmanlarından öncelikle bu soruya cevap arayacağımı belirtmek isterim.
Para miktarı meselesi gerçekten bireyler tarafından günümüzde en az sorgulanan inanış sistemi. Kime sorsanız bu konuda herkesin az çok, doğru veya yanlış bir fikri var ama ortak inanış şu ki çok para basarsanız değersiz olur. Buna karşın ne kadar olursa az, normal ya da çok sayılır bilen yok. Yani Türkiye ekonomisi için kritik soru şudur! En geniş anlamda para arzı (para stoku) ne olmalı sorusunu bir kenara bırakırsak, en azından emisyon hacmi ne olmalı, nasıl belirlenmekte ve nasıl belirlenmelidir?
Emisyon dolaşımdaki para ile bankaların kasalarının toplamıdır. Günümüz merkez bankacılığı uygulamalarında merkez bankaları emisyon hacmini belirlemez. Emisyon Merkez Bankası'nın bir politika aracı değildir. O sadece parayı elde etme maliyetini belirler, belirlediği kısa vadeli faiz oranı üstünden talep eden bankalara borç para verir ve emisyon hacmi bankacılık sistemi üzerinden insanların talebine bağlı olarak genişler.
Netice olarak emisyon hacminde mevduat bankalarının rolü net biçimde ortadadır ve böylece parayı elde etmek maliyetlidir. Talebin daraldığı bu günkü ortamda emisyon politikaları yeniden ele alınmalı ve belki de uzmanlarıyla tartışılarak kökten değiştirilmelidir. Bunun için Sardes Antik Kenti Para kongreleri oldukça önemli bir zemin olarak değerlendirilmelidir.