Seçmeni etkileme çabaları ve vaatler ekmek, su ve barınma üzerinden seçim gününe kadar devam edecek gibi görünüyor. Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisini okuyan herkes bilir ki, bu öne sürülen sorunlar ve çözümler, insan yaşamına dair birincil, fizyolojik, en temel, zorunlu, insanın yaşamını sürdürebilmesi için mutlaka karşılanması gereken ihtiyaçlardır.
Oysa coğrafi yapısı, genç nüfusu, madenleri, dünya üzerindeki stratejik konumu ve tarıma uygun iklimi gibi pek çok zenginlikleri olan bu ülkenin her bir ferdinin refah içinde, Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinin en üst basamağına erişmiş olarak saygın, yüksek statüde ve kendini gerçekleştirme seviyesinde bir hayat sürmesi, ülkedeki siyasetinde bu düzeyde vaatlerle sürdürülüyor olması gerekirdi.
Toplumun içinde olduğu refah seviyesi, karşılanması gereken öncelikli ihtiyaçları ile hane halklarının sermaye birikiminin ne durumda olduğu adayların vaatlerinden kolayca anlaşılıyor. Vurgulamak gerekirse, öne çıkan konular kent ve yerleşiklerinin ekonomik gelişmişliğinin önemli bir göstergesi konumunda. Ancak durumun ülkenin bütününden bağımsız olmadığını belirtmek gerekir.
Netice olarak,
Toplumun duyarlı ve hassas olduğu tam bu dönemde, beş aşamalı ihtiyaçlar hiyerarşinin hala en tabanında boğuşuyor olmaktan bu toplumun nasıl kurtulacağı esas olarak siyasi ve ekonomik gündeme taşınmalı, gelir yaratıcı ve refah arttırıcı konulara odaklanılmalıdır.
Bu çerçevede, ülkenin sağladığı kaynaklarla aldığı eğitim ve edindiği tecrübenin zekâtını ve çıktılarını yine bu toplumla paylaşmak isteyen her kesimden görüşe başvurmak ve her bir öneriyi ciddiyetle değerlendirmek gerek diyor, bu vesile ile tüm hemşerilerime sağlıklı mutlu günler diliyorum.