Resûlullah (s.a.a.) şöyle buyurmuştur: "Sizden biri beni kendisinden, ailemi ailesinden, hanedanımı hanedanından ve soyumu soyundan daha çok sevmedikçe iman etmiş olmaz." (Kenz'ul-Ummal, 93).
Resûlullah (s.a.a.) şöyle buyurmuştur: "Allah'ı sizlere verdiği nimetler için, beni Allah'ı sevdiğiniz için ve Ehl-i Beytimi de benim için sevin." (İlel'uş-Şerayi, 139/1).
Resûlullah'ın (s.a.a.) Ehl-i Beyt sevgisi ile ilgili sözlerinden bazıları şöyle:
"Kim biz Ehl-i Beyt'i severse Allah'a ilk nimet için hamd etmelidir."
Kendisine, "İlk nimet nedir?" diye sorulunca şöyle buyurdu: "Güzel doğumdur (helalzadeliktir). Zira bizi sadece doğumu temiz olanlar (helalzade olanlar) sever." (Mişkat'ul-Envar, 81).
"Her kime Allah Ehl-i Beyt'imden olan imamların sevgisini verirse şüphesiz dünya ve ahiret hayrına erişmiştir ve hiç şüphe olmasın ki o cennettedir. Şüphesiz Ehl-i Beyt'imin sevgisinin yirmi tane faydası vardır. Onu dünyada onu da ahirettedir."
"Beni ve Ehl-i Beyt'imi sevmek çok korkunç yedi yerde fayda verir: Vefat anında, kabirde, diriliş anında, kitabı verildiğinde, hesap anında, tartı anında ve Sırat köprüsünden geçerken." (Fezail'uş-Şia, 47/2).
"Her kim itretimi sevmezse şu üç kişiden biridir: Ya münafıktır, ya haramzadedir ya da annesi temiz değilken (hayızlı iken) kendisine hamile kalmıştır." (el-Hisal, 110/82).
"Hüseyin'in neslinden olan İmamlar sağlam kulptur ve Aziz ve Celil olan Allah'a yakınlaşma vesilesidir." (Uyun-u Ahbar'ir-Rıza, 2/58/217).
"Her kim kurtuluş gemisine binmek, sağlam bir kulpa tutunmak ve Allah'ın sağlam ipini tutmak istiyorsa benden sonra Ali'yi sevmeli, düşmanına düşman olmalı ve onun soyundan olan hidayet imamlarına uymalıdır." (a.g.e., 1/292/43).
"Takva kelimesi, hidayet yolu, üstün örnek, büyük hüccet ve sağlam kulp biziz." (Nur'us-Sakaleyn, 1/264/1060).
İmam Ali (a.s.), bir öğle vakti yanına gelen Haris Hemdani'ye şöyle buyurmuştur: "Seni buraya ne getirdi?"
O, "Allah'a yemin olsun ki senin sevgin" deyince Ali (a.s.) şöyle buyurdu: "Eğer doğru söylüyorsan beni üç yerde göreceksin: Ruhun buraya -eliyle boğazına işaret ederek- gelince, sırat köprüsünden geçince ve (Kevser) havuzunun yanında." (ed-Deavat, Ravendi, 249/699). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
OKAN EGESEL