Münâfık, inanıyor gözükmesine rağmen, kalben inanmayanlara denir. İslam ve müminlerin düşmanları olan bu tür kişileri tanımak çok zor, kimi zaman da imkânsız bir hal almaktadır. Ancak İslam Peygamberi (s.a.a), münâfıkların tanınması için açık bir alamet belirterek şöyle buyurmuştur:
“Hiçbir münâfık Ali’yi sevmez ve hiçbir mümin, Ali’ye düşman olmaz.”
Bu nedenledir ki, Hz. Ali (a.s)’ın kendisi şöyle buyurmaktadır:
“Allah’a yemin ederim ki, Resulullah (s.a.a)’in bana bildirdiklerinden biri de; münâfıktan başkasının bana düşman olmayacağı ve müminden başkasının da beni sevmeyeceğidir.”
Peygamber (s.a.a)’in en değerli sahabelerinden biri olan Ebuzer (r.a) şöyle buyurmaktadır:
“Biz münâfıkları, üç özellikleriyle tanırız. Birincisi, Allah ve Resulü’nü yalanlarlar. İkincisi; Peygamber (s.a.a)’in cemaatle kıldığı namazlara katılmazlar ve üçüncüsü de, Ali (a.s)’a düşmanlık beslerler.”
Peygamber efendimiz (s.a.a), mümin ve münâfığın belirlenmesinde Ehl-i Beyt’in ölçü olduğunu belirttiği hadisi şerifinde de şöyle buyurmuştur:
“Biz Ehl-i Beyt’i, takvalı mümin kuldan başkası sevmez ve bize bedbaht münâfıktan başkası da düşman olmaz.”
Bu hadisi şerif hakkında daha fazla bilgi için aşağıdaki kitaba müracaat edebilirsiniz.
Zehair’ul Ukba, Taberiyi Şafi s.18
Ali ABA