Aziz KARACA
Hoş geldin sefalar getirdin.
Yangın yüreğimize buz getirdin.
Yaralarımızı sarmaya bez getirdin.
Hakkı, hakikati, doğruyu, doğruluğu ve doğruları görecek göz getirdin.
Hayatımıza bir güzel çekidüzen verecek, tembellikten ve gafletten uzaklaştıracak hız getirdin.
Takip ettiğimizde asla şaşırmayacağımız, sarsılıp sendelemeyeceğimiz dosdoğru iz getirdin.
Küllenmiş olduğu için mazlumların ahını duymayan, yoksulların ve yetimlerin feryadından etkilenmeyen yüreklerimize köz getirdin.
Bütün vakitlerimize yepyeni anlamlar kazandıracak, gecemizi ayrı gündüzümüzü ayrı süsleyecek nice naz ve niyaz getirdin.
Bencillikten, benlik duygusundan arındırarak gerçekten bizi biz yapacak olan her çeşit kabuktan sıyrılmış yepyeni bir öz getirdin.
Yüce yaratıcımızdan biz kullarına sayısız hikmetlerle dopdolu nice mesajlar ihtiva eden emsalsiz söz getirdin.
Hayatın bütün alanlarına dair, kainat kitabına dair, insanlar arası her türlü ilişkilere dair, hem bu dünya hayatına hem de ölümden sonraki hayata dair cevaplar ve çözümler içeren eşsiz bir tez getirdin.
Hoş geldin sefalar getirdin.
On bir ay bekledik yolunu senin.
On bir ay bekledik, yetime-yoksula, fakire-fukaraya, garibe-gurebaya uzanacak elini senin.
On bir ay bekledik, halimizi ıslah edecek, halimizi en güzel hale tebdil edecek olan en güzel halini senin.
On bir ay bekledik, yedi iklim dört bucakta sadece iniltileri işitilen ve her türlü yardım bekleyen mazlumlara uzanacak kolunu senin.
On bir ay bekledik, yetimlere de, yoksullara da taksim olacak malını senin.
On bir ay bekledik, yürekleri doğruluğa, hak ve hakikate müsait hale getirecek, vicdanları adil karar vermeye alıştıracak rolünü senin.
On bir ay bekledik, susuzluktan çatlamış dudaklara, susuzluktan çatlamış topraklara, sulamayı bekleyen her çeşit meyve, sebze ve hububat ürünlerine can verecek olan selini senin.
On bir ay bekledik, yolumuzu-yordamımızı düzene koyacak, yürüdüğümüz yolların hepsini Hakka çıkaracak olan yolunu senin.
Hoş geldin sefalar getirdin.