BİLDİRİCİ, HIV (İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü) hakkında yaptığı açıklamada, bu virüsün doğrudan bağışıklık sistemine zarar veren bir etken olduğunu ve bu virüsü taşıyan kişilerin "HIV pozitif" olarak adlandırıldığını belirtti. HIV'in vücut direncini azaltarak hastalıklara karşı savunmasız hale getirdiğini, AIDS'in ise HIV virüsünün bağışıklık sistemini zayıflatmasının ardından ortaya çıkan bir hastalık olduğunu ifade etti.
HIV enfeksiyonu 1980'li yıllardan bu yana dünya genelinde artarak yayılmaya devam etmektedir. Enfeksiyonun bulaşma yollarının çeşitliliğine bağlı olarak tüm yaş gruplarında görülebildiği bilinmektedir. HIV'e karşı henüz aşı üretilmemiş olsa da günümüzde hastalığın tedavisinde önemli gelişmeler kaydedilmiş, tedavi ile bulaştırıcılığın azaltılabildiği ve enfeksiyonun anneden bebeğe geçişinin engellenebildiği ifade edilmiştir.
HIV/AIDS'in yayılımını durdurmak için önemli bir stratejinin, hastalığın kişiler arasında bulaşmasını önleyerek yeni vakaların ortaya çıkışını azaltmak olduğunu belirten BİLDİRİCİ, aynı zamanda HIV ile enfekte kişilerin erken tanı alması, tedaviye erişim ve tedavi devamlılığını sağlayarak hastaların viral yüklerini sıfıra indirmenin de önemli olduğunu vurguladı. Enfeksiyonun yayılımını önlemek adına kişisel korunma önlemlerinin büyük bir yer tuttuğuna dikkat çekti ve kişilerin hastalığın bulaşma yolları ve korunma önlemleri konusunda bilinçlendirilmesinin önemine vurgu yaptı.
Ülkemizde HIV/AIDS'in az sıklıkta görüldüğü ancak son yıllarda vaka sayılarında artış gözlendiği belirtilirken, BİLDİRİCİ, HIV enfeksiyonunun önlenebilir bir hastalık olduğunu ve korunma önlemlerinin tedaviden daha etkili ve ekonomik olduğunu dile getirdi. Cinsel temastan kaynaklanan bulaşmanın en yaygın yol olduğuna değinen BİLDİRİCİ, korunmada tek eşliliğin önemini vurgularken, riskli cinsel temaslarda doğru kondom kullanımının hastalığın cinsel yolla bulaşmasına karşı en güvenli ve basit korunma yöntemi olduğunu belirtti. Şüpheli durumlarda ise hemen bir sağlık kuruluşuna müracaat edilerek test yaptırmanın gerekliliğine dikkat çekti.
1986 yılından bu yana ülkemizde kan ve kan ürünleri ile bulaşmaya karşı koruma amacıyla yapılan testlerin yanı sıra, organ ve doku nakilleri öncesinde gerekli testlerin de yapıldığını belirten BİLDİRİCİ, HIV pozitif kişilerle ortak yaşam alanlarının paylaşılmasının, ortak kullanımın veya temasın hastalığa bulaşma riski oluşturmadığını açıkladı.
