Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Her peygamber Allah'ın dergâhına dua etmiş ve O'ndan bir şey istemiştir. Ama ben Allah'tan kendi isteğimi kıyamet günü ümmetimin şefaati için sakladım." (el-Hisal, 29/103).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Allah bana kendisinden bir istekte bulunmamı istedi. Ama ben kendi isteğimi kıyamet günü ümmetimden mü'minlere şefaatte bulunmam için erteledim ve o da kabul etti." (Bihar, 8/37/14).
Kur'an'da şöyle buyurulur:
"Önceleri onu unutmuş olanlar, 'Şimdi bizim şefaatçılarımız var mı ki bize şefaat etsinler' derler." (A'raf, 53).
"Bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur." (Şuara, 99-101).
"'Ceza gününü yalanlardık. Ölüm bize o haldeyken geldi.' Artık onlara, şefaatçilerin şefaati fayda vermez." (Muddessir, 46-48).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Ne şek içinde olanlar ne müşrikler ne kâfirler ve ne de inkârcılar şefaat olunurlar. Şefaat, tevhid ehli olan mü'minlere mahsustur." (Bihar, 8/58/75).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Benim şefaatim iki kişiye ulaşmaz: Zalim ve diktatör güçlüye ve dinden çıkmış aşırı giden kimseye." (el-Hisal, 63/93).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Benim şefaatim müşrikler ve zalimler dışında büyük günah işleyen kimseler hakkındadır." (a.g.e., 355/36).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Namazı hafife alanlar şefaatime erişemezler. Allah'a yemin olsun ki (Kevser) havuzunun başında yanıma gelemezler." (Mehasin, 1/159/223).
İmam Sâdık (a.s), vefat etmek üzereyken yakınlarının toplanmasını emretti ve şöyle buyurdu: "Namazı hafife alanlar asla şefaatimize nail olmazlar." (a.g.e., h. 225).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Her kim şefaatime iman etmezse Allah ona şefaatimi ulaştırmaz." (Uyun-u Ahbar'ir Rıza, 1/136/35).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah Resûlü'nün (s.a.a) şefaatini yalanlarsa onun şefaatine nail olamaz." (a.g.e., 2/66/292).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet günü benim şefaatim bir hakikattir. O halde her kim şefaatime iman etmezse şefaatimin ehlinden olamaz." (Kenz'ul Ummal, 39059).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Eğer mukarreb melekler ve mürsel peygamberler bile Nasibi (Ehl-i Beyt düşmanı) biri hakkında şefaat edecek olursa şefaati kabul olmaz." (Mehasin, 1/294/587 bak, Bihar, 8/41/27, 68/126/54). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
OKAN EGESEL