Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Dünya müminin zindanı ve sıkıntı sebebidir. O halde dünyadan ayrılınca zindan ve sıkıntılardan kurtulmuş olur." (Kenz'ul-Ummal, 6082).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Dünya, müminin zindanı; mezar, kalesi ve cennet, döneceği yerdir. Dünya kâfirin cenneti, kabir zindanı ve ateş sığınacağı yerdir." (el-Hisal, 108/74).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Dünya hiçbir mümine sefalı değildir. Nasıl olsun ki! Oysa dünya onun zindanı ve belasıdır." (Kenz'ul-Ummal, 6090).
İmam Bâkır (a.s), bir duasında şöyle buyurmuştur: "Allah'ım! Hayatta kaldığım müddetçe hayatımı refah içinde kılmanı ve kendisiyle itaatinde güçleneceğim ve hoşnutluğuna ulaşacağım bir geçim sağlamanı istiyorum. Dünyayı bizlere zindan etme. Dünyadan ayrılışı bizlere hüzün sebebi kılma." (el-Bihar, 97/379/1).
İmam Sadık (a.s), bir duasında şöyle buyurmuştur: "Dünyayı bizlere zindan etme.
Dünyadan ayrılışı bizlere hüzün sebebi kılma." (İkbal'ul-A'mal, 1/134).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kimin gece gündüz en büyük himmeti dünya olursa Allah-u Teâlâ fakirliği iki gözünün arasına diker, işini dağıtır ve dünyadan sadece Allah'ın kendisine nasip ettiğine ulaşır. Her kimin de gece gündüz en büyük himmeti ahireti olursa Allah-u Teâlâ kalbine zenginlik verir ve işlerini toparlayıp düzene koyar." (el-Kafi, 2/319/15).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kimin en büyük himmeti dünya olursa mutsuzluğu ve hüznü uzar." (el-Bihar, 73/81/43).
Resûlullah (s.a.a), sürekli okuduğu bir duasında şöyle buyurmuştur: "Allah'ım! Bizlere öyle bir korkunu nasip et ki bizimle günahların arasına engel olsun. Dünyayı en büyük himmetimiz ve ilmimizin nihayeti karar kılma." (a.g.e. 95/361/18, bak, 97/158, 231).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur:
"Her kim en büyük himmeti dünya olduğu halde sabahlarsa Allah tarafından hiçbir şey üzerinde değildir ve dört haslete maruz kalır: Kendisinden asla ayrılmayan bir hüzün, kendisinden kurtulamadığı bir meşguliyet, hiçbir zaman zenginliğe dönüşmeyen bir fakirlik ve hiçbir zaman son bulmayan bir arzu." (Tenbih'ul-Havatir, 1/130). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
OKAN EGESEL