Peygamber (s.a.a) bir grup ashabıyla yolculuğa çıkmıştı. Yolun yarısında, bir koyun kesip ondan yemek yapmalarını emretti. Ashabdan biri, "Ben koyun kesme işini üstleniyorum" dedi. Diğer biri ise, "Onun postunu soymayı da ben üstleniyorum" dedi. Üçüncü bir şahıs da, "Onu parçalayıp doğramayı da ben üstleniyorum" dedi. Dördüncü şahıs da, "Onu pişirmeyi de ben üstleniyorum" dedi. Resûlullah (s.a.a) de, "Ben de size odun toplayacağım" buyurdular.
Ashab, "Ya Resûlallah! Sen zahmet çekme biz bu işi yaparız"dediler. Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Sizin bu işi yapacağınızı biliyorum ama Allah Teâlâ, arkadaşlarıyla yolculuk yapıp da kendisi için bir ayrıcalık tasarlayan kimseyi sevmez." Daha sonra kalkıp odun toplamaya başladı. (Bihar, c.76, s.273). Resûlullah (s.a.a), İslam ordusunu Tebuk savaşına sevk ettiğinde, Ben-i Selme kavmi- nin büyüklerinden olan Cedd b. Kays, Resûlullah'ın (s.a.a) huzuruna gelerek şöyle dedi: "Müsaade edin bu savaşa katılmayayım! Beni sarışınların (Rumluların) kızlarıyla fitneye sokma! Zira ben onları görmekle günaha düşmekten korkuyorum."
Resûlullah (s.a.a) de ona, savaşa katılmaması için izin verdi. Bu esnada şu ayet nazil oldu: "Onlardan öylesi de var ki, 'Bana izin ver, beni fitneye düşürme' der. Bilin ki onlar zaten fitneye düşmüşlerdir. Cehennem, kafirleri mutlaka kuşatacaktır." (Tevbe/49). Allah-u Teâlâ bu ayeti nazil ederek o şahsın söz ve amelini mahkum etmiştir.
İbn-i Abbas ve Mücahid de şöyle derler: Bu ayet nazil olduğunda Peygamber (s.a.a), Ben-i Selme tâifesine dönerek, "Sizin büyüğünüz kimdir?" diye sordu. Cevaben, "Cedd b. Kays'tır fakat o korkak ve cimri birisidir" dediler. Onların bu sözü üzerine Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Cimrilik derdi, en kötü derttir." Daha sonra şöyle buyurdu: "Sizin büyüğünüz, ak yüzlü ve cömert bir genç olan Bişr b. Burra'dır." (Bihar, c.21, s.193)