H. OKAN EGESEL
Kur'an'da şöyle buyurulur:
"Sonunda güneşin battığı yere ulaşınca onu, kara balçıklı bir suda batıyor gördü. Orada bir millete rastladı. 'Zülkarneyn! Onlara azap da edebilirsin, iyi muamelede de bulunabilirsin' dedik.
'Haksızlık yapana azap edeceğiz, sonra Rabbine döndürülür, onu görülmemiş bir azaba uğratır' dedi.
Ona gidin şöyle söyleyin: Doğrusu biz senin Rabbinin elçileriyiz. İsrailoğullarını bizimle beraber gönder, onlara azap etme; Rabbinden sana bir mucize getirdik; selam, doğru yolda gidene olsun!"
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet günü yayalara (emirlerin eşiğine yüz sürenlere) şöyle denir: Kırbaçlarınızı atın ve cehenneme girin."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet günü sultanın fedaisine şöyle denir: Kamçını bırak ve cehenneme gir."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Ahir zamanda kendileriyle, ineğin kuyruğuna benzeyen kırbaçlar taşıyan bir grup olacaktır. Onlar gece gündüz Allah'ın hoşnutsuzluğu ve gazabı içinde yaşamaktadırlar."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Çocuklarınıza gamz ile işkence etmeyiniz ve Kust (Hint veya Arap udu) ile tedavi ediniz."
İmam Bâkır (a.s) şöyle buyurmuştur: "Emirlerin reva gördüğü ilk şey işkence idi. Bunun sebebi de Enes b. Malik'in Resûlullah'a (s.a.a) isnad ettiği Peygamber'in bir şahsın elini duvara çivilediği yalan (uydurma) rivayet idi. Bu yüzden emirler işkence etmeyi helal gördüler."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "(İnsanlara) Allah'ın azabıyla azap ve işkence etmeyin."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Ateşin Rabbi dışında hiç kimse ateşle azap ve işkence edemez."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet günü Allah-u Teâla dünyada insanlara işkence edene azap eder."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Sizden hiç kimse zulüm üzere birinin kırbaçlandığı yerde durmasın. Zira Allah'ın laneti orada hazır bulunduğu halde kırbaç vurmaya engel olmayan kimselere de inmektedir."
İmam Sâdık (a.s), kendisine Firavun'un, "çivilerin sahibi" olarak adlandırılmasının sebebini soran Eban Ahmer'e şöyle buyurmuştur: "Firavun birisine işkence etmek isteyince, onu yüzüstü yere yatırıyor, el ve ayaklarını açarak yere çiviliyordu. Bazen de onu bir tahtanın üzerine yatırıyor, el ve ayaklarını açarak tahtaya çiviliyordu ve ölünceye kadar onu kendi haline terk ediyordu."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Canım elinde olana and olsun ki, zulüm üzere birini kırbaçlayan kimse, kıyamet günü cehennem ateşinde o kırbacın benzerini yer."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim zulümle birine kırbaç vurursa, Allah da ona ateşten bir kırbaç vurur."
Urve, Hişam b. Hekim b. Hizam'dan şöyle nakletmektedir:
Hişam, Şam'da güneşte ayak üstünde tutulan ve başlarına yağ dökülen bir grubun yanından geçince, "Bunlara ne olmuş?" diye sormuş. "Vergi vermedikleri için işkence görüyorlar" denilince de şöyle demiştir: "Allah Resûlü'nden (s.a.a) şöyle buyurduğunu işittim: Allah dünyada işkence edenlere (ahirette) azap ve işkence edecektir."
Hamza Eslemi şöyle diyor:
Allah Resulü (s.a.a) beni bir serriye'nin komutanı kıldı ve bana şöyle buyurdu: "Eğer falan şahsı görürseniz onu öldürünüz, yakmayınız! Zira ateşle, sadece ateşin Rabbi azap eder." (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).