Hz. Ali (a.s) hizmetçisi Kamber'le birlikte gömlek almak için Kûfe pazarına gitti. Pazarda elbise satan birisine, "İki gömlek ihtiyaçtır" buyurdu.
Elbise satan adam İmam'ı (a.s) tanıyınca, "Ya Emir'el- Mü'minin! Ne çeşit gömlek istersen vardır" dedi.
İmam (a.s), o şahsın kendisini tanıdığını anlayınca, onun dükkanından geçip alış verişle meşgul olan diğer bir elbise satıcısının yanına gitti. Ondan, biri üç diğeri ise iki dirhem olan iki gömlek aldı. Sonra Kamber'e, "Üç dirhemlik gömleği sen giy" buyurdu.
Kamber, "Efendim, üç dirhemlik elbise size yakışır. Zira siz, halka konuşmak için minbere çıkıyor ve onlara vaaz ediyorsunuz; değerli elbisenin hatibin üzerinde olması daha uygundur" dedi. Hz. Ali (a.s), "Kamber! Sen gençsin, gençlik de süslü olmayı ister. Ayriyeten ben Rabbimden, elbise hususunda kendimi sana tercih etmekten hâyâ ediyorum. Zira Peygamber (s.a.a)'in şöyle buyurduğunu duydum: "Giydiğiniz şeylerden onlara (hizmetçilere) giydirin ve yediğiniz şeylerden onlara yedirin" buyurdu. Hz. Ali (a.s) gömleği giyince, gömleğin kolunun elinden uzun olduğunu gördü. Bundan dolayı onun fazla olan miktarını kesip ondan muhtaçlar için takke yapmalarını emretti. Bu esnada gömleği satan genç, "Müsaade edin gömleğin kesilen yenini dikeyim" dedi. İmam (a.s), "Bırak öyle kalsın. Zira ömrün geçmesi, elbiseyi süslemekten daha hızlıdır" buyurdu. Hz. Ali (a.s) parayı vererek oradan ayrıldı. Biraz uşaklaştığında dükkanın asıl sahibi geldi. Oğlunun gömlekleri pahalı sattığını anlayınca, Hazretin yanına gidip özür dileyerek şöyle dedi: "Ya Emir'el- Mü'minin! Oğlum sizi tanımamış, bundan dolayı gömlekleri size pahalı satmıştır; fazla olan iki dirhemi geri almanızı rica ediyorum." Hz. Ali (a.s) şöyle buyurdu: "Ben ve oğlun, gömleklerin fiyat hususunda yeteri kadar konuştuk, pazarlık yaptık ve her ikimiz de razı olduk. Binaenaleyh muamele her iki tarafın rızayetiyle gerçekleşmiştir. Ben iki dirhemi geri almayı kesinlikle kabul etmeyeceğim." (Bihar, c.40, s.324; c.74, s.143; c.103, s.93).