H. OKAN EGESEL
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Aziz ve Celil olan Allah, Eyyub'a (a.s) şöyle buyurmuştur: 'Seni hangi hatan dolayısıyla bu belaya duçar kıldığımı biliyor musun?' O, 'Ey Rabbim! Hayır bilmiyorum' diye arz etti. Allah, 'Sen Firavun'un yanına gittin ve onunla iki kelime yumuşak konuştun' buyurdu."
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Aziz ve Celil olan Allah iki meleği, bir şehri, halkının başına yıkmaları için gönderdi. O melekler şehre ulaşınca bir kimsenin dua ve yakarış halinde olduğunu gördüler. Onlardan biri Allah Teâlâ'nın katına geri döndü ve şöyle buyurdu: 'Ey Rabbim! Ben o şehre ulaştım ve falan kulunun Sana dua ettiğini ve dergâhına yakardığını gördüm.' Allah, 'Sana emrettiğim şeyi yerine getir. O Benim için, yüzü gazaptan ötürü değişmemiş kimsedir' buyurdu."
İmam Sâdık (a.s), ashabından bir gruba şöyle buyurmuştur: "Ben günahsız olanlarınızı günahkârlarınız sebebiyle kınayabilirim. Sizlere içinizden birilerinin kötü şeyler yaptığı haber verilince ona itiraz etmediğiniz, ondan uzaklaşmadığınız ve o kötü işinden el çekinceye kadar kendisine eziyet etmediğiniz halde nasıl böyle bir hakka sahip olmayayım?"
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Bir şahsın kötü bir şey yaptığını haber alınca onun yanına gidin ve şöyle deyin: 'Ey falan kimse! Ya bizden uzaklaş ya da bu kötü işten el çek!' Eğer o kötü işten el çekmezse ondan uzaklaşın."
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz sefihlerinizin günahları âlim olanlarınıza yüklenir. Neden sizden birinin kötü bir şeye, insanlar nezdinde ayıplanmamıza ve eziyet görmemize sebep olan bir işe bulaştığını işitince onun yanına gitmiyor ve onu kınayıp nasihatta bulunmuyorsunuz? Ona karşı açıkça ve korkmadan konuşmuyorsunuz?"
"Eğer kabul etmez ve bizlere itaat etmezse ne yapalım?" diye soruldu.
İmam (a.s.) şöyle buyurdu: "Bu takdirde ondan uzaklaşın ve onunla oturmaktan sakının."
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Kötülüğü emreden ve iyilikten sakındıran kimseye eyvahlar olsun."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Kadınlarınızın bozulduğu, gençlerinizin fasık olduğu, iyilikleri emretmediğiniz ve kötülüklerden sakındırmadığınız zaman haliniz ne olacak? İyiliği kötü ve kötülüğü de iyi bildiğiniz zaman haliniz ne olacak?"
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur:
Fes'am kabilesinde biri Allah Resûlünün (s.a.a) huzuruna vardı ve şöyle arz etti: "Ey Allah'ın Resulü! Bana Allah indinde en çok buğzedilen amelin ne olduğunu haber ver."
Peygamber şöyle buyurdu: "Allah'a şirk koşmaktır."
O şöyle arz etti: "Ondan sonra hangisidir?"
Peygamber şöyle buyurdu: "Akrabalık bağını koparmaktır."
O şahıs, "Sonra hangisidir?" deyince Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: "İnsanlara kötülüğü emretmek ve onları iyiliklerden sakındırmaktır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Cahil yaşayanları ve sapık yol üzere ölenleri Allah'a şikayet ederim. Onlar nezdinde iyilikten daha kötü ve kötülükten daha iyi bir şey düşünülmez."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Benden sonra öyle bir zaman gelecek ki, o zamanda haktan daha gizli, bâtıldan daha aşikar bir şey olmayacak. Ülkelerde maruftan daha münker ve münkerden daha maruf şey olmayacaktır." (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).