Devletin ve Belediyelerin gelirlerini önemli ölçüde vergiler oluşturduğuna göre, her bedavanın karşılığının vatandaşa tekrar vergi olarak döneceği, bedava verilen her şeyin aslında yine vatandaştan, senden benden karşılanacağı bilinmelidir. Diğer yandan, bedava vaat ve söylemlerin oy artışı sağlamasının aksine, tepki oylarını arttırma ihtimalinin de olduğunu göz ardı etmemek gerekir. Çünkü toplum artık bedava peynirin sadece fare kapanında olduğunun ve bedavacılığın kendisini nereye götüreceğinin farkında olarak bu tür vaatlere bakıp oy vermenin çok ötesine geçmiştir.
Diğer yandan, bedava vaatler dışında, korkular ve hayaller ile oy almak denenecekse eğer, örneğin, şehrin trafiğini rahatlatmak için kazı ile vatandaşı yıllarca çamurda yorma yerine, uzay taksi sistemli Jetgiller gibi havada uçan bir araç görüntüyle oy toplamak belki denenebilir. Ya da bu şekil de kalırsa, sıkışık trafikte boğularak yediğiniz cezalarla tükenip gideceksiniz diye korku yaymakta mümkündür.
Netice olarak hangi yöntemler denenirse denensin, çağdaş, eğitimli ve bilgili insanların yaşadığı ve pek çok kültürün harmanlandığı Eskişehir, vaatler ve hayallerin peşine takılacak ve korkutmalara boyun eğecek bir şehir değildir. Eskişehir halkı, eğer sorunlar ve çözümler yerel yönetimleri aşıyorsa vergilerin toplandığı Ankara'dan ilgi ve destek beklemenin parti gözetmeksizin her bir şehrin hakkı olduğunu bilecek yetkinliktedir.
Biz Eskişehirliler sevgili İlhan Şeşen'in "Ankara'dan abim gelmiş … evde bir bayram havası" sarkışını bugüne kadar hep sevdik ve dinledik. Eğer merkezi hükümete bir yetki ve görev düşüyorsa bugünden tezi yok üzerine düşeni yapmalı ve şehri rahatlatmak için desteğini esirgememelidir. Gerçekten Eskişehir'in trafik çilesi dayanılmaz hale gelmiştir. Ancak imar kanunu ve imar değişikliklerinden başka şehrin genişlemesinin önünde Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunun da bulunduğunun bilinmesi gerekir.
Şimdi arkanıza dayanarak oturun ve bir insana yayılma ve kafanı kaldırma dendiğini, onun halini, ifade ve mutluluk durumunu hayal ederek göz önünde canlandırın. Eskişehir'in hali işte bundan farklı değildir. Ayrıca dikey mimariye neden karşı olunduğunu da anlamak mümkün değildir. Rasyonel olmak Minimum maliyet maksimum fayda prensibine uymayı gerektiriyorsa ve dünyada örnekleri de bolsa, yeni teknolojiler kullanarak binalar yapmak (hem de 28 saatte 10 katlı binalar) ve böylece boş alanlar ve bol parklar kazanmak mümkündür.
Kuşkusuz bu söylenenler hayal değildir. Tabi öncelikle sermaye ve teknoloji birikimi ile asgari ücret dışında kazanç getirecek mesleklere özendirilerek yetiştirilmiş nitelikli insan kaynağına sahip olmak gerekir diyor mutlu günler diliyorum.
